Enerji kayıplarının iklim değişikliğine etkilerinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de etkilediğini belirten Prof. Dr. Emre Alkin, “Havaların soğuması ile birlikte tüm ülke halkının tükettiği enerji kullanımına bağlı faturalarda da artış gözleniyor. Özellikle mart ayında Türkiye’de ilk kez tanıştığımız koronavirüs salgınının önümüzdeki kış aylarında da devam edeceği tahmin edilirken, ev içerisinde geçireceğimiz sürelerde artıyor” dedi.

“Enerji kayıpları tüketicinin cebine yansıyor”


İklim değişikliği, yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyayı etkileyecek küresel bir sorun. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle, yaz aylarında sel felaketi yaşatacak kadar yağmur yapmasına kış aylarında susuzluk sinyallerinin ortaya çıkmasına kadar pek çok olumsuz etkisi ile günlük hayatı etkiliyor. İklim değişikliği, günlük yaşantıda yiyecek, su, şehir altyapıları, enerji kaynakları, hava durumu gibi alanları etkilemeye başlıyor. İklim değişikliğine karşı toplumsal önlemler alırken bir yandan da bireysel önlemler almak büyük önem taşıyor. İklim değişikliğine karşı alınabilecek en büyük önlemlerden birisi de enerji tasarrufu konusu. Ev ya da iş yerinde alınacak önlemler ile enerji tasarrufu yapılabilir, iklim değişikliği ile mücadele edilebilir. Konu hakkında VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, açıklamalarda bulundu.

“ENERJİ KAYIPLARI TÜKETİCİNİN CEBİNİ BOŞALTIYOR”
Enerji kayıplarının iklim değişikliğine etkilerinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de etkilediğini belirten Prof. Dr. Emre Alkin, “Havaların soğuması ile birlikte tüm ülke halkının tükettiği enerji kullanımına bağlı faturalarda da artış gözleniyor. Özellikle mart ayında Türkiye’de ilk kez tanıştığımız koronavirüs salgınının önümüzdeki kış aylarında da devam edeceği tahmin edilirken, ev içerisinde geçireceğimiz sürelerde artıyor. Bu durumda tüketicilerin elektrik ve doğalgaz faturaları artmaya devam ediyor. Çünkü bu iki ürün de dövize endeksli. Döviz yükseldikçe elektrik ve doğalgazın da fiyatı artıyor. Geçen yılın aynı dönemine göre elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yüzde 30’dan fazla artış var” dedi.

“EVİN İÇİNİ SICAK TUTMANIN YOLU ISIYI KORUMAKTAN GEÇER”
Enerji tasarrufu konusunda bireysel olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulaması ile tüketicilerin hem bütçelerini hem de doğayı koruyabileceklerini aktaran Prof. Dr. Alkin, “Tüketiciler hem bütçelerini hem de ev içi ısısını koruması için mutlaka ısı yalıtımı uygulaması yaptırması gerekiyor. Çünkü üretilen enerjinin yaklaşık yüzde 40’ı evlerde kullanılırken, bu oranın yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma için harcanıyor. Ev içerisinde bulunan ısının kaybı ise içerideki sıcaklığı arttırmaya yol açıyor. Ancak ev içi ısıyı yüksek tutmanın yolu sıcaklığı arttırmaktan değil evdeki ısıyı korumaktan geçer. Artan doğalgaz faturalarını dengeleyebilmek için tüketicilerin yaşam alanlarına ısı yalıtımı yaparak enerji verimli hale getirmeleri mümkün. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin tasarrufu için yapılacak ısı yalıtım uygulaması hem tüketici hem de ülkemizin ekonomisine olumlu etki ediyor. Avrupa Birliği standartlarında gerçekleştirilecek doğru enerji tasarrufu uygulamaları ile ülkemizde bulunan toplam 21 milyon konutta, ülke olarak yıllık yaklaşık 7 milyar dolar tasarruf elde etme fırsatı vardır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ‘Tercihini Verimlilikten Yana Kullan Hem Sen Kazan Hem Türkiye Kazansın’ kampanyasındaki veriler de doğru uygulamalarla hane halkının yüksek oranlarda tasarruf edebileceğini net olarak ortaya koyuyor” diye konuştu.

“ENERJİ KİMLİK BELGESİ İLE TASARRUF UYGULAMALARI ARTIŞ GÖSTERECEK”
Kamu binaları, üretim tesisleri gibi binalar haricinde, Türkiye’de 2019 yılında yapılan araştırma sonucu yaklaşık 22 milyona yakın konut bulunduğunu bilgisini veren Prof. Dr. Alkin, enerji tasarrufu konusunda kentsel dönüşümün fırsat olabileceğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Son yıllarda inşaat sektöründe gözlenen artış ile birlikte enerji tasarrufu yapılan Enerji Kimlik Belgesi (EKB) olan binalar üretilirken, hala enerji tasarrufu uygulamalarının olmadığı binalarda bulunuyor. Bu durum hem tüketici hem de ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor. Enerji tasarruf uygulamaları için binaların ısı yalıtımına sahip olması büyük önem taşıyor. Ülkemizde yapılan kentsel dönüşüm ise enerji tasarrufu uygulamasının binalarda yaygınlaşması için fırsat niteliği taşıyor. Yalnızca Türkiye’de 20 yıllık bir zaman diliminde yaklaşık 14 milyon konutun, kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi planlanıyor. Kentsel dönüşüm uygulamaları pek çok farklı yöntem ile gerçekleştiriliyor. Yeniden üretim yapılan uygulama kapsamında yeni yapılacak binaların Enerji Kimlik Belge alma zorunluluğu ve TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Standardı kriterlerine uyumlu yapılması gerektiğinden dolayı mutlaka enerji tasarrufu tedbirlerine göre projelerin tamamlanması gerekiyor”.
OGÜNhaber