Borsa İstanbul'da, ocakta rekor seviyeye yükselen BIST 100 endeksi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının etkisiyle şubat ve martta sert düşse de ikinci çeyrekte son 11 yılın en iyi çeyreklik performansını sergiledi.
Çin'de ortaya çıkan ve kısa zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını, küresel bazda merkez bankalarının ve hükümetlerin trilyonlarca dolarlık önlemler almasına sebep oldu. Alınan bütün önlemlere rağmen küresel pay piyasalarının büyük çoğunluğu henüz salgın öncesi seviyelerin oldukça uzağında yer alırken, Borsa İstanbul pozitif ayrıştı.
BIST 100 endeksi, Ocak 2020'de rekor seviye olan 124.536,60 puana çıkmasının ardından Kovid-19 salgının etkisiyle 81.936,40 seviyesine kadar gerilese de bu seviyeden sonra tarihi bir yükseliş rallisine imza attı.
Yılın ikinci çeyreğinde 89.643,71 puandan 116.524,78 puana çıkan BIST 100 endeksinde, bu dönemde kaydedilen yaklaşık yüzde 30'luk artış, çeyreklik bazda son 11 yılın en güçlü değer kazancına işaret etti.
BIST 100 endeksi yılın ilk yarısında ise yüzde 1,84 değer kazanarak, dünya borsaları arasında bu dönemde getiri sağlamayı başaran ender endekslerden biri olurken, işlem hacmi yatırımcı sayılarında da rekor üzerine rekor kırdı.
BIST 100 endeksi, haziranda en yüksek 116.970,70 puanı görmesinin ardından bu seviyenin hemen altında 116.524,80 seviyesinden yılın ilk yarısını tamamlarken, aylık bazda ise yüzde 10,43'lük artış kaydetti.
Analistler, BIST 100'de yaşanan yükselişte, faizlerdeki gerilemenin ardından getiri arayışına giren yatırımcılar ve "üreterek büyüyen Türkiye" hikayesinin en önemli etkenler olduğunu kaydetti.
Bu gelişmelerle, pay piyasalarında ayda en az bir kez işlem yapan yatırımcı sayısı son bir yılda yüzde 100'den fazla artarak 343 binden 790 bine ulaşırken, toplam yatırımcı sayısı da 1,5 milyonu aştı.
Gelişmekte olan piyasalara para akışı henüz başlamadı
AA Finans Analisti Cüneyt Paksoy, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ABD Merkez Bankası (Fed) önderliğinde majör merkez bankalarının sınırsız parasal genişleme ve olabildiğince düşük faiz politikalarından bugüne kadar en çok borsaların faydalandığını gözlemlediklerini kaydetti.
Merkez bankalarınca basılan paranın şu ana kadar çok fazla yayılma göstermediğini belirten Paksoy, "Gelişen piyasalara dair ucuzluk olsa bile çok fazla bir para akımının olmadığını görmekteyiz. Paranın tekrar gelişen piyasalara doğru akış ihtimalinin ikinci dalga korkularının bertaraf olması ve hasar tespitinin netleşmesi ile mümkün olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Paksoy, mevcut durumda küresel pay piyasalarında Kovid-19 salgınıyla ilgili ikinci dalga ihtimali, ABD-Çin gerginliği ve jeopolitik risklerin sebep olduğu bir kar realizasyonu süreci yaşandığını ancak Borsa İstanbul'un görece daha iyi bir performans gösterdiğini vurguladı.
Yükselişlerin, her ülkenin kendine özel hikayesi ile paralel seyredeceğini vurgulayan Paksoy, daha çok yerli yatırımcı gücü ile birlikte teknoloji, perakende ve bilişim başta olmak üzere belirli sektörlerle gerçekleştiğini gözlemlediklerini kaydetti.
Pozitif ayrışmanın arkasında birçok sebep var
Paksoy, Borsa İstanbul'un pozitif ayrışmasında üretim-tüketim ve istihdam tarafının korunmasına yönelik proaktif bir sürecin yürütülmesine dikkati çekerek, "Bu bağlamda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yönetiminde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme Kurumu (BDDK) ve özellikle kamu bankalarının katılımı ile değişim sinyalinin ve üreterek büyüyen Türkiye hikayesinin masada tutulması BIST 100 endeksinin pozitif ayrışmasında önemli rol oynadı." ifadelerini kullandı.
Borsa İstanbul'un pozitif ayrışma sürecinin birçok sebebi olduğunu kaydeden Paksoy, değerlendirmesine şöyle devam etti:
"Ekonomi yönetimi tarafından teşvikler verilirken, fiyat ve finansal istikrarın korunması adına gösterilen hassasiyet, TCMB tarafından üst üste 9 toplantıda manevra alanı içinde faiz indirimleri yaparak üretim hikayesine dolaylı destek verilmesi ve son toplantısında bekle-gör’e geçilerek istikrara dönük mesajlar verilmesi Borsa İstanbul'un pozitif ayrışma sürecinde belirleyici oldu. Bunlarla birlikte, endekste TL bazlı grafikler yanında dolar bazlı grafiklerde görülen görece ucuzluk, belirli bir süre geride kalan bankacılık sektörünün son düzlükte aktif rasyosundaki düzenleme ve Halkbank ile ilgili oluşan iyimser beklentiler de BIST 100 endeksine destek verdi."
Paksoy, teknik açıdan olası kar satışlarında kısa ve orta vadede 110.000-113.000 bandının aşağı yönlü kırılması halinde 105.000-108.000 bölgesinin önemli destek olduğunu ifade etti. Bu seviyelerin çalışması halinde 116.500-117.000 üzerinde güç kazanmanın önemli olduğuna dikkati çeken Paksoy, bu durumda 120.000-125.000 bandının yeni potansiyel hedef olacağını kaydetti.
Paksoy, olası satışların artması sonucu aşağıda 100.000 seviyesini bir sınır destek gibi görmek gerektiğini de hatırlatarak, "Özetle son dönemde pozitif ayrışma görsek de global tarafta satışlar sertleşirse Borsa İstanbul'da da satışların belirli oranda kalmakla birlikte etkili olabileceğini unutmamak, temkinli iyimserlik içinde kalmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.