Öztekin, “Global Finansal Tasarım: Sil Baştan!” ana temasıyla gerçekleştirilen Active Academy 10. Finans Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, krizin ardından 5 yıl geçmesine karşın global finansal krizin ekonomileri halen etkilemeye devam ettiğinin görüldüğünü söyledi. Krizin bugüne kadar global ölçekte yaklaşık 4 trilyon dolarlık kayba ve 28 milyon kişinin işini kaybetmesine neden olduğunun tahmin edildiğine işaret eden Öztekin, yaşanan krizin, finansal çerçevenin yetersizliğini ortaya koyduğuna dikkat çekti.
-“GÖLGE BANKACILIKLA İLGİLİ ÇALIŞMANIN SONUÇLARI 2013’DE AÇIKLANABİLİR”-
Global finansal krizden sonra etkinliği arttırılan Finansal İstikrar Kurulu (FSB) bünyesinde de, yakından takip edilmesi gerektiğini düşündükleri önemli çalışmaların yürütüldüğünü söyleyen Öztekin, bu örnek olarak gölge bankacılığı gösterdi. Bunun kriz döneminde önemli dersler alının konulardan biri olduğuna dikkati çeken Öztekin, “Gölge bankacılığı basitçe, bankacılık dışında kredi aracılığı faaliyet gerçekleştirilmesi olarak tanımlayabiliriz. Finansal İstikrar Kurulu’nun, yakın takip ettiğimiz gölge bankacılığa ilişkin çalışmasının sonuçlarının, 2013 yılında ortaya çıkmasını beklemekteyiz” açıklamasında bulundu.
-TÜREV PİYASALARINDA KIRILGANLIKLARIN AZALTILMASI İÇİN ÇALIŞILIYOR”-
Öztekin, diğer taraftan türev finansal araçlarının, piyasalarda neden olduğu kırılganlıklar da dikkate alınarak, altyapının güçlendirilmesine yönelik adımlar atıldığını, bu kapsamda tezgâh üstü türev ürünlerin merkezinin, karşı taraflar üzerinden gerçekleştirilmesine ilişkin çalışmalarda önemli mesafeler kaydedildiğini bildirdi. Finansal İstikrar Kurulu’nun üzerinde çalıştığı bir ve standartlar belirlediği diğer konunun mortgage kredisi oluşturma prensipleri ve finansal kuruluşlardan kurtarma ve çözümleme planları alınmasını içeren dokümanlar olduğunu açıklayan Öztekin, “Ayrıca, Yerel Sistemik Önemi Haiz Finansal Kuruluşlar (D-SIFI) için daha yüksek sermaye gereksinimleri belirlenmesine ilişkin çalışma da Finansal İstikrar Kurulu ve Basel Komitesince tamamlanmıştır. Bu çalışma, sermaye gereksinimlerinin büyük ölçekli bankalar için belirlenen bir metodoloji doğrultusunda, daha da arttırılması üzerine odaklanmaktadır ve 2016 yılının başından itibaren uygulanması hedeflenmektedir” açıklamasında bulundu.
-“BDDK OLARAK, GÖSTERGELERİN OLUMLU OLDUĞU DÖNEMLERDE REZERVİ ÖNEMSİYORUZ”-
Öztekin, diğer taraftan BDDK olarak, ekonomik göstergelerin olumlu olduğu dönemlerde bankacılık sektöründe rezerv oluşturulmasını önemsediklerini, bu çerçevede, henüz kriz ihtimalinin dahi olmadığı dönemde, uygulamaya koydukları hedef-rasyo, likidite yönetmeliği, kar dağıtımının sınırlandırılması gibi düzenlemelerin, kurumun ileriye dönük bir bakış açısı ile proaktif çalışma gayretinin sonuçları olduğunu vurguladı.
-KREDİ UYARISI-
Tüketici kredilerine de değinen Öztekin, BDDK olarak yaklaşımlarının, risk tespit edilen spesifik konularda, proaktif önlemler alınması şeklinde özetlenebileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Ben özellikle, kredi kartlarını ve ihtiyaç kredilerini çok yakından izlediğimizi ve bu alanda rasyonellikten uzak uygulamalara izin vermeyeceğimizi ifade etmek istiyorum” dedi. Öztekin, yeni banka lisansı verirken, büyük titizlik gösterdiklerini ve kılı kırk yararak hareket ettiklerini sözlerine ekledi.