İMKB 100 endeksi yıl başından bu yana yüzde 9,04 oranında değer kazanarak tarihinin en yüksek kapanışı rekorunu 85.281,53 puana geliştirirken,endeksin yükselişinde en büyük paya sahip bankacılık sektörü endeksi ise yüzde 11,59 oranında yükseliş kaydederek 181.337,10 puanla tarihinin en yüksek kapanışını yaptı.
2012 yılındaki hızlı yükselişiyle 2010 yılındaki tarihi zirvesi olan 71.776 puanın üzerine ekim ayında çıkan İMKB 100 endeksinin 2012 yılı getirisi yüzde 52,55 olurken, banka hisselerinden hesaplanan bankacılık sektörü endeksinin getirisi yüzde 64,56 olmuştu.
Banka hisselerinin 2013 yılında ”endeksin lokomotifi” görevine devam edip etmeyeceği konusu İMKB’nin de yönünü tahmin etmek adına oldukça önemli görünüyor. Analistler bankacılık endeksinin yüksek likiditeye sahip, halka açıklığı ve piyasa değeri yüksek olan banka hisselerinden oluştuğunu, dolayısıyla endeksin bu hisselerin seyrinden ayrışmasının çok mümkün olamayacağını belirtiyor.
"Banka hisseleri pahalı ya da çok ucuz olarak değerlendirilmemeli"
Finansinvest Kıdemli Analisti Müge Dağıstan, bankacılık sektörünü değerlendirdiği raporunda Türkiye bankacılık sektörü hisselerinin ortalama 10,5 Fiyat/Kazanç (F/K) oranı ile işlem gördüğünü belirterek mevcut değerleme seviyelerinde Türk bankalarının aşırı alım seviyesinde ya da çok ucuz olarak değerlendirmenin doğru olmadığını kaydetti.
Dağıstan, Türk bankacılık sektörü hisselerinin gelişmekte olan ülkelerdeki benzerleriyle uyumlu işlem gördüğüne değinerek, ”Temel değerleme açısından güçlü sermaye yeterlilik rasyosu, yüksek özsermaye karlılığı, düşük kaldıraç oranı ve BDDK gibi bir düzenleyici kuruluşun varlığının Türk bankalarının benzerlerine göre primli işlem görmesi gerektiğini gösteren sebepler arasındadır” dedi.
"TCMB’nin politikaları bankaları destekleyici nitelikte"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) düşük faiz politikasının, bankaların değerlemelerini beklentilerden iyi net faiz marjı ve menkul kıymet alım satım karları ile desteklemeye devam etmesini beklediğini söyleyen Dağıstan ”Ancak, aynı zamanda düşük faiz oranlarının TCMB’nin ekonomideki aşırı canlanma riskinin artması yönünde endişelerini artırabileceğini ve daha sıkı makro ihtiyati politika uygulamasına neden olabileceğini belirtti.
Buna rağmen bankaların TCMB’deki rezervlerinin çoğunun döviz cinsi olması ve bankaların Eurobond ihracı yoluyla yeni döviz fonlama yaratma potansiyeli olması nedeniyle yüksek zorunlu karşılık oranlarının bankacılık sektörü açısından sorun teşkil etmeyeceğini ifade eden Dağıstan değerlendirmesini şöyle sürdürdü ”Önümüzdeki dönemde, TCMB’nin 2014 yılı seçimleri öncesinde genel faiz hadlerinde bir sıkılaştırmaya gitmektense kredi büyümesini sınırlamak için BDDK ile ortak önlemler alması beklenebilir.” BBDK’nın önümüzdeki dönemde alabileceği ek önlemlere de değinen Dağıstan, daha yüksek temettü dağıtım oranına izin verilebileceğini, Anasermaye oranı için yeni bir alt sınırın belirlenebileceğini, risk ağırlıklı aktif hesaplamasında spesifik kredi segmentlerine yüksek risk oranı uygulanabileceğini ve kredi verme standartlarında sıkılaştırılmaya gidilebileceğini ifade etti.
"Sektörün hala yüzde 14 yükseliş potansiyeli var"
Bankacılık sektörü endeksinin 2012 yılında yüzde 65 yükseliş kaydettiğini hatırlatan Dağıstan, bankaların TCMB’nin destekleyici politika hamleleri ile özellikle 2012 yılının ikinci yarısında düşen faiz oranları sonucunda finansal olmayan şirketlerin yüzde 24 üzerinde performans gösterdiğini kaydetti.
2012 yılında gerçekleşen güçlü rallinin ardından, bankacılık sektörüne ilişkin değerlemelerinde sektörün hala yüzde 14 yükseliş potansiyeli taşıdığını tahmin eden Dağıstan değerlendirmesine şöyle devam etti: ”Ancak ilerleyen dönemlerde hisselerde seçici davranmak giderek önemli hale gelecektir. Özellikle 2013 yılının başlarında bankaların açıklayacakları kârlardaki pozitif sürpriz potansiyelinden fayda sağlamak için yatırımcılara bankacılık hisselerindeki pozisyonlarını korumalarını öneriyoruz. Diğer yandan daralan kredi mevduat spreadi 2013 yılı 2. çeyrekten itibaren yükselişin ivme kaybetmesine sebep olabilir.”