Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Müdürü Fadl Abdülgani, Beşşar Esed rejiminin savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlara karışan 6 binden fazla subayın kimlikleriyle işledikleri suçların ayrıntılarını belgelediklerini söyledi.
Abdülgani, Suriye'de Baas rejiminin sivillere yönelik işlediği insan hakları ihlallerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Beşşar Esed rejiminde görev alıp suça bulaşan herkesin yargılanmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Abdülgani, şu ifadeleri kullandı:
"Esed ve tüm yüksek rütbeli subaylar, Suriye'de kurulacak ulusal bir mahkemede hesap vermeli. Yeni hükümetin ilk icraatlarından biri, bu kişileri hızlıca yargılamaya başlamak olmalı. Aksi takdirde, Esed rejiminin kurbanlarının aileleri arasında öfke büyür ve milyonlarca Suriyeli intikam almaya çalışabilir. Biz bunun yaşanmasını istemiyoruz. Amacımız, tüm suçluların adil bir şekilde yargılanması ve adaletin tecelli etmesidir."
Abdülgani, ülkelerine dönmeyi bekleyen milyonlarca Suriyelinin, adaletin sağlanmasını temel şart olarak gördüğünü kaydederek, "Adalet tesis edilirse, Suriyeliler ülkelerini yeniden inşa etmek için ellerini taşın altına koyacaklardır." dedi.
Uluslararası kurum ve kuruluşların, yeni hükümetle iş birliği içinde çalışması gerektiğini vurgulayan Abdülgani, "Uluslararası kuruluşlar, yeni hükümet ve Suriyeli insan hakları örgütleriyle koordinasyon içinde olmalı, çalışmalarına destek vermeli ve uzmanlıklarını paylaşmalıdır. Ayrıca Suriye'de bağımsız, güçlü ve otoriteden bağımsız bir yargı sisteminin kurulması için mali destek sağlamalıdır." ifadesini kullandı.
Abdülgani, bağımsız yargı sisteminin güçlü olmasının, suçluların cezalandırılmasında kritik öneme sahip olduğunu dile getirerek, SNHR olarak ülkedeki gelişmeleri yakından izlemeye devam ettiklerinin altını çizdi.
"Mağdurlara tazminat ödenmeli"
Devrik Beşşar Esed rejiminin sivillere yönelik işlediği ağır insan hakları ihlallerine dikkati çeken Abdülgani, rejimin gözaltı merkezlerinde sivillere işkence yaptığını ve kaybolan kişilerin çoğunun bu merkezlerde öldürüldüğünü düşündüklerini ifade etti.
Abdülgani, ordu ve güvenlik birimlerinin savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar konusundaki rolüne işaret ederek, "Bu suçları işlerken Beşşar Esed'in yanında kim varsa yargılanmalı. Ordu ve güvenlik birimleri, bu suçları desteklemekle kalmadı, yardım etti, hatta bizzat işledi. Suriye halkına karşı işlenen bu suçların cezasız kalmaması gerekir." diye konuştu.
SNHR'nin Esed rejiminin işlediği suçlara dair kapsamlı bilgi ve belgelere sahip olduğunu belirten Abdülgani, şu bilgileri paylaştı:
"Sednaya ve diğer büyük hapishanelerden kurtulan mahkumlara dair belge ve tanıklıklar topladık. Beşşar Esed'in doğrudan emirleriyle öldürülen 200 bin sivilin listesini tutuyoruz. İşkence altında öldürülenlerin, hapishanelerde hayatını kaybedenlerin kayıtları elimizde. Ayrıca rejimin kimyasal silah kullandığına dair çok sayıda somut kanıt var. Esed ile suçlara karışmış 6 bin subayın kimlikleri ve suç detayları da kayıtlarımızda bulunuyor. SNHR olarak şu ana kadar yaklaşık 30 bin kişinin serbest bırakıldığını tespit ettik ancak hala 100 binden fazla kişi kayıp. Bunun yanı sıra yeni keşfedilen hapishaneler var. Kimsenin bilmediği bu yerler, rejimin suçlarının boyutunu gözler önüne seriyor."
Abdülgani, Esed rejimi mağdurlarının acılarının hafifletilmesi ve haksız yere hapis yatanlara tazminat ödenmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:
"Hapishanelerden çıkan kişilerin yaşadığı fiziksel ve psikolojik travmalar ortada. Uyuyamayan, beslenemeyen, tıbbi bakımdan yoksun bırakılmış bu insanlar, rejimin işkencelerinin canlı kanıtı. 14 yıldır söylediklerimizin doğruluğunu bizzat bu tanıklıklar ortaya koyuyor. Bu mağdurlara tazminat ödenmeli ve suçlular en üst rütbeliden en alt rütbelisine kadar hesap vermeli. Adalet tesis edilmeden barış mümkün olmaz."
Suriyelilerin dil, din ve mezhep farklılıklarını bir kenara bırakarak birlikte hareket etmeleri gerektiğinin altını çizen Abdülgani, "Toplumda intikam hırsını ve çatışmayı körüklemeden barışı sağlamalıyız. Suriye’nin özgürlüğü için canlarını feda eden aktivistleri anmalıyız. Suçlular için bir utanç listesi hazırlamalıyız ancak bu şekilde demokratik ve insan haklarına saygılı bir ülke inşa edebiliriz." dedi.
Abdülgani, yeni hükümetten beklentilerinin, Suriyelilere saygı gösteren, demokratik değerlere bağlı bir yönetim olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Biz çatışmanın tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Suriye'nin, Türkiye, Almanya, İngiltere veya Fransa gibi demokratik bir ülke olmasını istiyoruz. Medya özgürlüğü, halkın hükümeti eleştirme hakkı gibi temel hakların güvence altına alındığı bir ülke hayal ediyoruz. Suriye'nin, halkını geri kazanan ve dünyanın dört bir yanından yatırımlara ev sahipliği yapan müreffeh bir devlet olmasını diliyoruz. Başta komşu ülkeler Türkiye, Ürdün ve Lübnan olmak üzere bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz."