Pandemi nedeniyle sanal ortamda düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun açılışında konuşan Çin lideri, Biden'ın ABD Başkanlığını devralmasından beri ilk konuşmasını yaptı. Şi, Biden'ın adını anmadan, Soğuk Savaş zihniyeti ve ideolojik önyargıların terk edilmesi, ticari kısıtlamalar kaldırılarak makro ekonomik işbirliğine gidilmesi çağrısında bulundu.
Koronavirüs pandemisinin çıkış ülkesi olan Çin'in kendisine ticaret öncepheli stratejik savaş açmış Donald Trump'ın ABD Başkanlığı'ndan gittiğini görmesinin ardından, Devlet Başkanı Şi Cinping Beyaz Saray'da Joe Biden döneminin başlamasından beri ilk konuşmasını yaptı. Hem de Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda...
Trump'ın seçilmesinin ardından 2017 yılında Davos'a katılan ilk Çin Devlet Başkanı unvanını alan ve 45. ABD Başkanı'nın içeriye odaklanan milliyetçi gündemine karşı küreselleşmenin sancaktarlığını üstlenen Şi, bu yıl pandemi nedeniyle sanal ortamda düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda ikinci kez yer aldı.
Şi, 'Davos Gündemi' etkinliğinde dünya siyasetinin ve ekonomisinin liderlerine hitabında, 'Batı ne kadar baskı yaparsa yapsın Çin'in rotasından sapmayacağı, Soğuk Savaş'tan kaçınılması ve ticaret-yatırım-teknolojik alışveriş kısıtlamalarının kaldırılmasıyla makro düzeyde ekonomik işbirliğine gidilmesi gerektiğine' dair kritik mesajlar verdi.
'Köhnemiş Soğuk Savaş zihniyeti ve ideolojik önyargıların terk edilmesi' çağrısı yapan Çin lideri, 'üstünlük taslamak yerine uluslararası hukuka ve uluslararası kurallara bağlı kalmanın elzem olduğunu' söyledi.
"İhtilaf ve çatışma bizi çıkmaz sokağa saplar" diyen Şi, 'pandemi sonrası ekonomik toparlanma için karşılıklı saygıya geri dönülmesi' çağrısında bulunarak şu vurguyu yaptı: "Küçük çevreler oluşturmak ve yeni bir Soğuk Savaş başlatmak, diğerlerini reddetmek, tehdit veya taciz etmek, kasten ayrıştırma, tedariki sekteye uğratmak, yaptırımlar dayatmak veya izolasyon veya yabancılaşma yaratmak, dünyayı bölünmeye ve hatta çatışmaya itmekten başka bir şeye yaramayacak."
Konuşmasıyla dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ile Çin'in ilişkilerinin gelecek 4 yılıyla ilgili tavrını ortaya koyan Şi, böylece Biden'ı doğrudan anmadan Biden yönetimine mesaj gönderdi.
2017'de Davos'ta altını çizdiği 'çok taraflılık' ve 'karşılıklı kazan-kazan' kavramlarını tekrarlayan Çin lideri, "Her ülke kendi tarihi, kültürü, toplumsal sistemiyle biriciktir ve hiçbiri diğerinden üstün değildir" dedi. 'İnsan uygarlığıyla ilgili hiyerarşi iddiasında bulunmama ve kendi sistemini diğerlerine dayatmama' uyarısı yaptı.
Batı ülkeleriyle ilişkilerin bozulmasında rol oynayan Çin devlet başkanlığında görev süresi sınırlamasını kaldırması ve Uygurları yeniden eğitim kamplarında toplaması gibi 'siyasi meselelerin rafa kaldırılması' imasında da bulunan Şi, "Birbirinin tıpatıp aynısı iki yaprak yoktur" dedi.
Biden seçim kampanyasında Çin'in Uygur halkına yönelik politikalarını 'vicdansızlık' diye nitelerken, Şi'den 'haydut' diye söz etmişti. AB ise 2019'da Çin'i 'sistematik rakip' diye yaftalamasına rağmen 2020'nin son günlerinde Pekin'le önemli bir yatırım anlaşması imzaladı.
Trump'la başkanlığının ilk günlerinde karşılıklı ziyaretler yapmalarına rağmen ticaret savaşını savuşturamamış olan Çin lideri, konuşmasında Biden yönetimiyle 'üst düzey diyalog arzusunu' beli ederken 'ülkelerin stratejik iletişimle karşılıklı siyasi güveni güçlendirmeleri' çağrısı yaptı.
Şi, 'gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki makasın daraltılması, küresel yönetişim reformu yapılması' çağrısında da bulunurken, "Bir gezegenimiz ve bir tane geleceğimiz var. İnsanlığın ortak kader toplumunu inşa etmeliyiz" vurgusu yaptı. 'Çin'in iklim değişikliği sözlerini tutacağını, bilim ve teknolojiyi paylaşacağını' vaat ederken "Aşılar küresel kamu malı olmalı" önerisinde bulundu.
Biden, kampanya konuşmalarında, Çin'le ticaret savaşıyla değil, ticari rekabetle başa çıkma söylemine başvurmuştu. Çin, geçen yıl pandemi koşullarında ekonomik büyüme kaydeden tek önemli ülke olurken, uzmanlar 2021'de Çin için yüzde 8.3, ABD için 4.1 ekonomik büyüme öngörüyor.