Kazakistan İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünde, Kazakistan Bağımsızlığı'nın 30. Yılı Hatıra Parası'nın Tanıtımı toplantısı yapıldı.
Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, Kazakistan İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünde düzenlenen Kazakistan Bağımsızlığı'nın 30. Yılı Hatıra Parası'nın Tanıtımı toplantısında konuştu.
Kazakistan'ın bağımsızlık süreci hakkında bilgiler veren Saparbekuly, "Bağımsızlık hiçbir zaman kolay gelmez. Bağımsızlığı korumak ve güçlendirmek. Geçmişe dönüp baktığımızda Kazakistan, 1991'de çok zor dönemler geçirdi. Sadece Kazakistan değil Sovyetler Birliği'nden ayrılan birçok ülkede siyasi ve ekonomik çalkantılar oldu. Kazakistan, kendi bünyesinde 100'den fazla milleti barındıran bir ülke. Bu durum bazı pesimist uzmanların dediğine göre Kazakistan ikinci Balkanlar olma durumunu yaşayabilirdi. Şunu gördük ki Kazakistan sadece bu istikrarı sağlamakla kalmadı, herkesi Kazakistan ortak vatanı ortamında buluşturdu. Bu çok önemlidir. Kazakistan Sovyetler Birliği'nin milletler kampüsü gibi deneme alnıydı." diye konuştu.
Saparbekuly, Kazakistan'ın uzun ve köklü bir tarihi olduğuna vurgu yaparak, buna rağmen devlet kurmanın en önemli sorunlarından birinin de sınır anlaşmaları olduğunu söyledi.
Kazakistan'ın Rusya'yla çok uzun bir kara sınır olduğunu anımsatan Saparbekuly, Çin'le de 1700 kilometrelik sınırları olduğunu kaydetti.
Saparbekuly, Kazakistan'ın sınır anlaşmalarını sağladıktan sonra dış politikada aktif bir tavır takındığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Kazakistan Türk dünyasıyla kapsamlı bir iş birliği geliştirdi. Özellikle Türk dünyası çerçevesinde Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in önderliğinde Türk Keneşi'nin kurulması, yine aynı şekilde TürkPA ve Türk Akademisi'nin kurulması... Ankara'da bulunan TÜRKSOY da bu iş birliğimizin en önemli temel taşlarıdır. Kazakistan'ın çok yönlü dış politikası uluslararası alanda itibarlı bir konumda olmasını sağladı. Kazakistan'ın diğer önemli başarısı da ekonomi ve halkın refahını yükseltme alanlarında gerçekleşti. Kazakistan bağımsızlığını kazandığında Sovyetler Birliği'nden ayrılan ülkeler içinde en fakir olanlardan biriydi. Bu bağımsızlık yıllarından Kazakistan halkının kişi başına geliri neredeyse 600 dolardan 10 bin dolara çıktı. Bunların hepsi iç ve dış politikadaki istikrar sayesinde gerçekleşti."
Kazakistan'ın yabancı yatırımcıların ilgi odağı olduğunu dile getiren Saparbekuly, özellikle Türk yatırımcıların sıralamada üstlerde yer almasından son derece memnun olduklarını söyledi.
Saparbekuly, Kazakistan'da 4 milyar dolardan fazla Türk yatırımı olduğu bilgisini vererek, Türk yatırımcıların daha iyi yerlerde olmasını temenni ettiklerini anlattı.
Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin gelişmesinde siyasi liderlerin rollerinin çok önemli olduğunun altınız çizen Saparbekuly, "Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e... Altını çizerek ifade etmek istiyorum. Onun başkanlığında Kazakistan birçok başarı elde etti. En önemlisi Nazarbayev'in Kazakistan halkına bıraktığı en önemli miras, dünyanın toprak büyüklüğü olarak 9. ülkesini istikrarlı ve gelişen bir şekilde bırakmasıdır. Sınırlarında barışı, ekonomik istikrarını ve iç barışı sağlayarak gelecek nesillere bıraktı. Bundan 3 yıl önce Cumhurbaşkanımız kendi isteğiyle anayasal hakkı olmasına rağmen görevinden istifa ederek, yeni nesil siyasetçilere görevi devretti. Cumhurbaşkanımız Kasım Cömert Tokayev önderliğinde Kazakistan emin adımlarla gelişimini sürdürüyor." değerlendirmelerinde bulundu.
Saparbekuly, Kazakistan'ın bağımsızlığının ülke sınırları dışında en coşkulu kutlandığı yerin Türkiye olduğunu belirterek, bu sevinci hep kalplerinde taşıdıklarını ifade etti.
Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Alim Bayel ise hatıra paranın tasarımında Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ile çalıştıklarını dile getirerek, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Şahin'e teşekkür etti.
Bayel, hatıra paranın daha önce basılan paralardan farklı olduğunu belirterek, "Bu tür paralar Darphane tarafından 20 lira nominal değerle basılır. 31 gramlık gümüş olduğundan gerçek değeri daha fazladır. 250 lira civarında. Normalde 20 lira nominal değerle basılır. Kazakistan bağımsızlığı dolasıyla bir istisna yaptılar. Kurallarını değiştirdiler. Paraya 30 lira nominal değer koydular. Bunun için de ayrıca teşekkür ediyorum." dedi.
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Abdullah Yasir Şahin, Kazakistan'ın bağımsızlığının 30. yılını büyük bir coşkuyla kutladıklarını dile getirerek, bu mutluluğu gelecek nesillere aktarmak için hatıra para hazırladıklarını söyledi.
Hatıra paranın hazırlanmasında Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Bayel'in kendilerine büyük destek verdiğini dile getiren Şahin, "Birlikte tasarladık, birlikte karar verdik. Kendilerinin katkısı çok çok önemli. Bu anlamda dost ve kardeş ülke Kazakistan'ın bağımsızlığının 30. yılını tebrik ediyorum. Nice asırlara ve nice bin yıllara ulaşmasını diliyorum." dedi.
Şahin, konuşmasının devamında Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'nün tarihi gelişimi ve çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
Kazakistan'ın 16 Aralık 1991'de bağımsızlığının dakikalar içinde Türkiye tarafından tanındığını hatırlatan Şahin, hatıra para tasarımının Kazakistan İstanbul Başkonsolosluğu ve Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından hazırlandığını yineledi.
Şahin, hatıra paranın gümüş olarak 3 bin adet hazırlandığını aktararak, özellikleri hakkında şu bilgiler verdi: "Ön tarafında Kazakistan Cumhuriyeti'nin bayrağı bulunuyor. Paranın arka yüzünün üstünde eski Türk yazısıyla 'Türk' kelimesi yazmaktadır. Ortadaki Kazakistan Cumhuriyeti haritasına Kazakistan topraklarında zamanında hüküm süren devletlerden bazılarının adları yer almaktadır. Ortasında yeni Kazak harfleriyle Kazakistan yazılıdır. En altta Kazak kültüründe koç boyunuzu olarak bilinen Anadolu kültürü dahil diğer Türk halkların kültüründe de yer alan bir motif bulunuyor."
Paranın hazırlanmasında katkı sunan İstanbul Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ise Kazakistan'ın ve coğrafyasının Türk tarihi açısından önemine işaret eden değerlendirmelerde bulundu.