Seçim atmosferine girilen İtalya'da Giorgia Meloni liderliğindeki ana muhalefetteki aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri Partisi (FdI), kamuoyu yoklamalarında ilk sırada çıkıyor.

İtalya seçimleri: Adı faşizmle anılan aşırı sağcı Georgia Meloni kamuoyu yoklamalarında ilk sırada

Meloni, İtalya'nın ilk kadın başbakanı ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ülkenin ilk aşırı sağcı lideri olmasını sağlayabilecek bir destek dalgasına sahip görünüyor. FdI'nin neo-faşist köklere sahip olması, Hristiyanlık, vatanseverlik, annelik ve aile değerleri gibi geleneksel konuları öne çıkarmasına karşın Meloni, seçmenlerin böylesi tartışmalardan usandığını belirtiyor ve partisinin ideolojik geçmişine ilişkin endişeleri gidermeye çalışıyor.

Ancak yine de böylesi bir mirastan kolayca kurtulunamayacağına dair analizler var. Örneğin partisinin sembolü, savaşın bitiminden kısa bir süre sonra kurulan neo-faşist bir partiden alınan üç renkli bir alev imgesi içeriyor. İtalya'nın Kardeşleri, 25 Eylül'de sandıktan galip çıkar ve 45 yaşındaki Meloni başbakanlık koltuğuna oturursa, bu durum, ülkenin faşist diktatörü Benito Mussolini'nin Ekim 1922'de iktidara gelmesinin 100 yıl sonrasına denk gelmiş olacak. Meloni, diktatörün torununun torunu Caio Giulio Cesare Mussolini'yi, 2019'da partisinin Avrupa Parlamentosu milletvekilliği için aday olarak tanıtmış ancak torun Mussolini seçimi kaybetmişti.

YouTrend isimli anket şirketinin direktörü Lorenzo Pregliasco, İtalyan seçmenlerin çoğu için anti-faşizm ve neo-faşizmle ilgili soruların "kime oy verecekleri konusunda önemli bir etken olmadığını" söylüyor: "(İtalyan seçmenler) bunu günümüzün bir parçası olarak değil, geçmişin bir parçası olarak görüyorlar." Diğer yandan Meloni, olası başbakanlığı konusunda uluslararası gözlemlere karşı oldukça hassas ve partisini tanımlamak için "aşırı sağ" yerine "muhafazakar" terimini tercih ediyor. Kısa süre önce İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerinde kaydettiği video mesajında, İtalyan sağının 'faşizmi on yıllar önce tarihe gömdüğünü' öne sürdü, 'demokrasinin bastırılması ve Yahudi karşıtı utanç verici yasaları da kesin bir dille kınadığını' söyledi.

Bu ifadeler, İtalya'nın Yahudi toplumunun iş, eğitim ve günlük yaşamın diğer alanlarını katılımını yasaklayan 1938 yasalarına bir göndermeydi. Söz konusu yasalar, İkinci Dünya Savaşı'nın son yıllarında Roma'nın Almanlar tarafından işgali sırasında çok sayıda İtalyan Yahudisinin Nazi ölüm kamplarına sürülmesinin yolunu açmıştı.
OGÜNhaber