İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, İsrail ve Filistin halklarının barış ve güven içinde gelecek için aynı hakka sahip olduğunu söyledi.
Albares, "Política Exterior" dergisi için "Diyalog, Anlayış ve Barış için Aktör Olarak İspanya" başlıklı makale kaleme aldı.
İspanya hükümetinin, uluslararası arenada kabul görmüş, aktif ve lider konuma sahip olduğunu belirten Albares, ülkesinin Avrupa ve uluslararası mimaride önemli pozisyonlarda görev yaptığını kaydetti.
İspanya'nın uluslararası faaliyetlerinde düşünülmesi gereken unsurların yer aldığı, bunlardan ilkinin barış olduğunu vurgulayan Albares, Orta Doğu'da barışın sağlanması gerektiğini belirterek, "İsrail ve Filistin halkları barış ve güven içinde bir gelecek için aynı hakka sahiptir." ifadesini kullandı.
Albares, İspanya'nın barışı temin edecek iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için Avrupa konsensüsünü desteklediğini, tepkisel diplomasinin yeterli olmadığını, aktif, proaktif, öngörülü, ekonomik, siyasi ve kültürel girişimleri destekleyen bir diplomasiye ihtiyaç duyulduğunu ve bunun hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına da değinen Albares, 7 Ekim 2023'te İsrail'e yapılan saldırıyı mazur görmediklerini ve Hamas'ın, Filistin halkıyla meşru Filistin hükümetini temsil etmediğini savundu.
Albares, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında sivil halkın korunması ve temel ihtiyaçlara erişiminin garanti altına alınması gerektiğine işaret ederek, Filistin'le işbirliklerini üç kat arttırdıklarını hatırlattı.
Dışişleri Bakanı , "Bu nedenle insani ateşkes çağrısında bulunduk ve Barış Konferansı düzenlenmesini önerdik." ifadesini kullandı.
"Ukrayna'yı gerektiği sürece desteklemeye kararlıyız"
İstikrar, kalkınma, ilerleme ve özgürlük için barışın savunulması ve aktif bir şekilde inşa edilmesi gerektiğini kaydeden Albares, "Biz Ukrayna için barış istiyoruz. Ukrayna'yı gerektiği sürece desteklemeye kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Albares, ülkesinin Ukrayna konusundaki tutumuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İlk günden bu yana tutumumuz nettir: Ukrayna'ya yönelik saldırı, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın en temel ilkelerine, egemen bir devletin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bir saldırıdır ve İspanya, gerektiği sürece tüm demokrasilerin olması gerektiği yerde durmaktadır, durmaya devam edecektir."
Güçlü ve birleşik bir Avrupa dileği
"Küresel zorlukların" çoğaldığı bir dönemde makalesinde "çok taraflılık" anlayışının önemine işaret eden Albares , İspanya'nın "çok taraflı düzeni korumak ve güçlendirmek" için harekete geçmesi gerektiğini kaydetti.
"İspanya halkının güvenliğinin" ülkenin dış politikasında öncelikli konu olduğunu aktaran Albares, "NATO üyeliğimiz bunun başlıca teminatıdır. İspanya'nın, doğu kanadının savunmasına olan bağlılığı, Letonya'daki Güçlendirilmiş İleri Mevcudiyet, Baltık Hava Polisi ve Romanya ve Bulgaristan'daki Güçlendirilmiş Hava Polisi'nin ikili konuşlandırılmasıyla gösterilmiştir. Ancak güney kanadını ihmal edemeyiz." yorumunu yaptı.
Albares, AB'nin genişleme politikasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, Avrupa'nın, birlik olması halinde etkili olacağını savundu ve şunları kaydetti:
"Önümüzde Ukrayna ve Moldova ile katılım müzakerelerinin başlatılması, Gürcistan'ın yeni adaylık statüsü ve Romanya ile Bulgaristan'ın Şengen'e katılımına ilişkin anlaşma var ki bu da AB dönem başkanlığımızın olağanüstü bir doruk noktasıdır. Bunlar çaba, azim ve kararlılık gerektiren süreçlerdir, ama buna değer; çünkü bunlar daha güçlü, daha birleşik ve daha gerekli bir AB yolunda atılmış adımlardır. Aşırı sağın ve müttefiklerinin seslerinin, Avrupa entegrasyon sürecini yavaşlatmak, hatta tersine çevirmekle tehdit ettiği bir dönemde bunu vurgulamak önemlidir."
Akdeniz, Afrika ve Asya ülkeleriyle ilişkiler
Makalede, "Gazze krizinin" Akdeniz ülkeleri için istikrarsızlaştırıcı potansiyel taşıdığını kaydeden Albares, bu krize yanıt aranması gerektiğini dile getirdi.
Afrika Birliği'nin, Afrika kıtasının siyasi istikrarının ve ekonomik kalkınmasının desteklenmesinde temel rol oynadığına dikkat çekilerek, Asya kıtasının dünyadaki olayların gidişatını büyük ölçüde belirleyeceğinin altı çizildi.
Albares, iklim değişikliği, sağlık krizleri, göç ve uluslararası güvenliğe yönelik zorlukların üstesinden gelebilmek için Çin ile Hindistan gibi büyük ülkelere ihtiyaç duyduklarını ve kıtada İspanya'nın varlığını güçlendirmeye devam edeceklerini belirtti.