İspanya Başbakanı Sanchez, UAD'deki davaya müdahil olarak tarihin doğru tarafında durduklarını söyledi

Sanchez, katıldığı konferansta yaptığı konuşmada, İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares'in açıkladığı Güney Afrika tarafından UAD'de İsrail'e karşı açılan davaya müdahil olma kararını savundu.

Sanchez, İspanya'nın hem Ukrayna'da hem de Orta Doğu'da barışa olan bağlılığını sürdürdüğünü vurguladı.

Filistin devletinin tanınması ile UAD'deki davaya müdahil olunmasının aynı amaçla yapıldığını kaydeden Sanchez, "Herhangi bir askeri operasyonun durdurulmasına yönelik tedbirler alınması için hepimizin mahkemeye destek vermesi aciliyet taşımaktadır. Mahkemenin kurallara dayalı uluslararası sistemin en yüksek yargı organı olma rolünü destekleyerek Birleşmiş Milletleri de hep birlikte güçlendirmemiz çok önemlidir." şeklinde konuştu.

"İspanya tarihin doğru tarafında kalmıştır ve kalmaya devam edeceğine dair hiçbir şüphe yoktur." diyen Sanchez, İsrail'in saldırılarından dolayı Gazze'de 36 binden fazla kişinin ölmesinin "kabul edilemez" olduğunu kaydetti.

Barış ve uluslararası yasallığı savunduklarının altını çizen Sanchez ayrıca Birlemiş Milletlere göre, Gazze'deki çocukların yüzde 90'ının yetersiz beslendiğini ve binlerce Filistinlinin evlerini kaybettiğini hatırlattı.

Sanchez, Hamas'ın saldırılarının kınanmasında, İsrailli esirlerin derhal serbest bırakılmasında ve kalıcı ateşkes taleplerinde de ısrarcı olduklarını söyledi.

İspanya Dışişleri Bakanı Albares, bugün düzenlediği basın toplantısında, UAD'de İsrail'in soykırımla yargılandığı davaya müdahil olduklarını duyurmuştu.

İsrail'in soykırım yapıp yapmadığına UAD'nin karar vereceğini kaydeden Albares, "İspanya'nın yaptığı şey suçun kendisine hükmetmek değil, bu mahkemenin görevidir. Mahkemenin ihtiyati tedbirlerine destek vermeye yönelik olan kararımız, bizim haftalardır düşündüğümüz, diğer ülkelerin zaten attığı, diğerlerinin de atacağını açıkladığı bir adımdı. İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonun devamı ışığında bu kararı aldık. Hedefimiz, Gazze'ye ve Orta Doğu'ya barışın geri gelmesi ve uluslararası hukuka bağlılıkla bağlantılı iki yönlüdür." ifadelerini kullanmıştı.