İran'daki Tahran Terbiyet Müderris Üniversitesi Öğretim Üyesi Veli Gülmuhammedi, Joe Biden'ın gelişiyle İran ile ABD ilişkilerinde mucize olmayacağını ve ABD'nin Hasan Ruhani hükümetiyle ciddi anlaşma yapmayacağını savundu.

İranlı akademisyen: Biden'ın Ruhani hükümetiyle ciddi bir anlaşma yapacağını düşünmüyorum

Uluslararası ilişkiler uzmanı Gülmuhammedi, Biden döneminde Tahran-Washington gerilimi, İran'ın nükleer anlaşmada yeni müzakerelerle ilgili tutumu ve bölge ülkelerinin yaptırımlara ilişkin yaklaşımını AA muhabirine değerlendirdi.

"Biden'ın gelişiyle İran ile ABD ilişkilerinde mucize beklenmemeli"
İran'ın başka ülkelerle kurduğu ilişkilerin ABD etkisi altında olduğunu ve bu nedenle Tahran'ın Washington'daki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Gülmuhammedi, "İran ile ABD arasındaki gerginlik 40 yıldır devam ediyor. ABD'de Demokrat ya da Cumhuriyetçilerin iş başına gelmesini ve İran ile muhtemel politika değişikliklerini bu açıdan değerlendirmek lazım. Bu iki kesim de İran ile ilgili çok fazla politika değişikliğine gidemez. Anlaşmazlık yapısaldır ve müzakerelerle çözülemez." dedi.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken gibi isimlerin ABD'nin önceki politikalara döneceğinin işareti olduğunu savunan Gülmuhammedi, şöyle devam etti:
"İran meselesinin Biden'ın öncelikli ve acil gündemleri arasında yer alacağını düşünmüyorum. Biden'ın öncelikleri NATO'yu daha kurumsal bir kimliğe büründürmek ve Batı dünyasındaki birliği sağlamaktır. Biden'ın gelişiyle İran ile ABD ilişkilerinde mucize beklenmemeli. Biden yönetimi, 40 yıllık anlaşmazlığı bir gecede bitiremez."

İranlı akademisyen, Biden'ın içeride kutuplaşma, ekonomik kriz ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19), dışarıda da Çin, Rusya ve Atlantik birliğinin sağlanması gibi temel konuları öncelediğini ifade ederek, İran'ın bunların hiçbirinde birincil derecede öneme sahip olmadığını ve esas politikaların ekseninde yer almadığını söyledi.

"Biden, Trump'ın İran karşıtı politikalarını eleştirmesine rağmen bunların sonuçlarından yararlanacak"
Biden'ın "nükleer anlaşmaya dönüşün İran ile muhtelif konulardaki geniş müzakerelerin başlangıcı olacağı" yönünde ifadeler kullandığını hatırlatan İranlı uzman, burada füze programı ve İran'ın bölge ülkelerindeki askeri varlığının kastedildiğini belirtti.

ABD Başkanı'nın Trump'ın bölgesel ve İran ile ilgili politikalarını çok eleştirdiğini fakat şartları 4 yıl öncesine döndürmeyeceğini ileri süren Gülmuhammedi, "Biden, Trump'ın İran karşıtı politikalarını eleştirmesine rağmen bunların sonuçlarından yararlanacak. Yakın bir gelecekte ABD'nin nükleer anlaşmaya dönmesi ve İran'ın taahhütlerine uyması mümkün görünmüyor. Bu süreç çok zaman alacak." değerlendirmesinde bulundu.

"Biden'ın Ruhani hükümetiyle ciddi bir anlaşma yapacağını düşünmüyorum"
Gülmuhammedi, Biden'ın nükleer anlaşmaya dönmek için İran'da 18 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bekleyeceğini savunarak, "Biden'ın Ruhani hükümetiyle ciddi bir anlaşma yapacağını düşünmüyorum. Biden, İran'da iş başına gelecek ismi görmek isteyecek. İran'da Cumhurbaşkanı olacak kişinin, nasıl bir politika izleyeceği, ne gibi tavizler verip karşılığını alacağı Biden için belirleyici olacak." görüşünü dile getirdi.

ABD için reformist ya da muhafazakar bir ismin cumhurbaşkanı olmasından ziyade İran rejiminin nasıl bir karar alacağının önemli olduğunu belirten Gülmuhammedi, "İran, nükleer anlaşma çerçevesinde ABD ile yeni müzakere kararı alırsa buna göre yeni şartlar oluşacaktır. İran'da muhafazakar ya da asker birisi cumhurbaşkanı olursa nükleer anlaşmanın canlandırılması çok zor olacak." diye konuştu.

İran'da birçok kişinin yaptırımların kalkacağı ve bloke edilen paraların serbest kalacağı beklentisiyle Biden'ın gelişinden mutluluk duyduğuna işaret eden İranlı uzman, ABD Başkanı'nın paraları serbest bırakması halinde Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü (FATF) adlı kurum, paraların İran bankalarına transferine engel olacağını ve bunun da Biden hükümetinin yetki alanı dışında olduğunu aktardı.

"Suudi Arabistan ve İsrail nükleer anlaşmanın geri gelmesinden endişeli"
Biden'ın nükleer anlaşmaya dönmesi ve İran'ın taahhütlerine uymasının önündeki bir diğer önemli engelin de ABD'nin bölgedeki müttefiklerinin aşırı tutumu olduğunu savunan Gülmuhammedi, sözlerine şöyle devam etti:
"Suudi Arabistan ve İsrail nükleer anlaşmanın geri gelmesinden endişeli. Çünkü yaptırımların kalkması ve bloke edilen paranın serbest bırakılması halinde İran'ın bölgede daha fazla yayılmasından ve güçlenmesinden korkuyorlar. Bu nedenle İran son haftalarda İsrail hariç bölge ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme yolunda adımlar atıyor. İran, kendisine yönelik baskıların azalması ve yaptırımların kalkmasının kendi zararlarına olmayacağı yönünde güvence vermek istiyor."

Katar, Kuveyt ve Umman'ın, İran ile Körfez ülkelerinin ilişkilerinin normalleşmesi yönünde mesajlar verdiğini aktaran Gülmuhammedi, Tahran yönetiminin ilişkilerini normalleştirmemesi halinde bölge ülkelerinden "maksimum baskıyla" karşı karşıya kalacağını ve bunun uluslararası baskılardan daha tehlikeli olduğunu ifade etti.

Biden'ın İran'a karşı adım atmak istemesi halinde daha etkili olabileceğini, Batı dünyasını İran'a karşı harekete geçirebileceğini ve konsensüs sağlayabileceğini belirten Gülmuhammedi, sözlerini "İran, füze programı ve bölgesel politikalarıyla ilgili müzakere yapmak istemiyor. Seçimlerde muhafazakar ya da asker kökenli birisi cumhurbaşkanı olursa, bu noktadaki direnç çok daha güçlü olacaktır ve İran hiçbir şekilde bu konularda geri adım atmaya yanaşmayacaktır." diyerek tamamladı.
OGÜNhaber