İran'da bugün yemin ederek resmen göreve başlayacak olan 8. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin önünde içeride ve dışarıda çözüm bekleyen onlarca sorun var.

İran'da Reisi döneminde çözüm bekleyen onlarca ekonomik ve siyasi sorun bulunuyor

İran'da Reisi'nin yemin etmesiyle 8 yıldır ülke yönetiminden uzak kalan muhafazakarların iktidarı resmen başlıyor.

Yemin töreni için başkent Tahran'da bir günlük resmi tatil ilan edildi. İran Meclisinden yapılan yazılı açıklamaya göre törene 73 ülkeden aralarında devlet başkanları, meclis başkanları ve bakanların da olduğu 115 yabancı davetlinin katılması bekleniyor.

Türkiye'den de TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve beraberlerindeki bir heyet törene katılıyor.

Bugün resmen iş başı yapacak ve icraatlarına başlayacak olan Reisi'yi içeride ve dışarıda birçok sorun bekliyor.

Mazbata töreninde yaptığı konuşmada Reisi, halkın hükümetten değişim ve yolsuzlukla ciddi bir mücadele beklediğini söylemişti.

Reisi'nin önündeki çözüm bekleyen sorunları ise "nükleer anlaşmanın diriltilmesi, yaptırımların kaldırılması, ekonomik kriz, Kovid-19'la mücadele, kuraklık, elektrik ve su kesintileri, içerideki karışıklıklar ve gösteriler ile kendisine yönelik idam kararları bağlamındaki insan hakları ihlalleri" şeklinde sıralamak mümkün.

Bunun yanında Körfez'deki gerginliğin düşürülmesi, Suudi Arabistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi ve Suriye, Irak ile Yemen'deki askeri faaliyetlerin azaltılması gibi meseleler de Reisi'nin önünde ciddi meseleler olarak duruyor.

Öte yandan 8 yıldır Hasan Ruhani hükümetini suçlayan, sorunları nükleer anlaşma ve reformist yönetimin "tavizkar" politikalarına bağlayan muhafazakar kesimi de politikalarıyla tatmin etmesi gerekecek.

Bu noktada Reisi'nin sorunları reformist kanada bağlayanları da haklı çıkarma gibi bir yükümlülüğü bulunuyor.

Radikal muhafazakarların tezlerinin icraatlarla desteklenmesi Reisi hükümetinin başlıca gündemlerinden birisi olacak.

Demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve bireysel haklar noktasında daha net tutum takınan ve rejimle arasına mesafe koyan reformist seçmenin yanı sıra ekonomik gidişatın düzelmesi konusunda henüz umudunu kaybetmemiş kitlelerin kaybedilmemesi de Reisi için ciddi bir sınav niteliğinde.

Herhangi bir siyasi cenahtan olmayan ve adaylara ekonomik gidişatın düzelmesi için destek veren geniş toplum kesimlerinin muhafazakar hükümetten umduğunu bulamaması Reisi hükümetini bekleyen sorunlardan birisi olarak duruyor.

Reisi hükümetinin bu nedenlerle ekonomiyi kısa vadede toparlaması, en azından halka toparlayacağına dair fiili ve somut icraatlar sunması gerekiyor.

Reisi, 3 Ağustos Salı günü yaptığı konuşmada en önemli sorunun yolsuzluklar, rant, ekonomik kriz ve halkın geçim sorunu olduğunu, yaptırımları kaldırmak için de çalışacaklarını söyledi.

Nükleer anlaşmada herhangi bir gelişme olmadan ve ABD'nin uyguladığı yaptırımlar kalkmadan Reisi'nin nasıl bir programla ekonomiyi düzelteceği şimdilik merak konusu ancak yaptığı açıklamalarla bu konularda iddialı çıkışlarda bulunuyor.

Reisi'nin ekonominin düzeleceği, yolsuzluklarla mücadele edileceği ve rantın biteceği yönündeki açıklamaları halkta olumlu karşılansa da bunu hangi imkanlarla yapacağı ise bilinmiyor.

Gemi saldırısı bölgede gerilimi artırdı
İsrailli bir şirkete ait geminin Hint Okyanusu'nda saldırıya uğraması bölgede tansiyonu yeniden yükseltti.

İsrailli iş insanı Eyal Ofer'in sahibi olduğu İngiltere merkezli Zodiac Maritime Denizcilik Şirketine ait "M/T Mercer Street" isimli gemi, 29 Temmuz'da Tanzanya'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne giderken Hint Okyanusu'nda saldırıya uğradı ve 2 mürettebat hayatını kaybetti.

İngiltere, ABD ile İsrail'in yanı sıra Romanya da saldırıdan İran'ı sorumlu tuttu.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ve İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in İran'ın "durdurulması gerektiği" yönündeki açıklamalarına ilişkilerde normalleşme beklenen Suudi Arabistan da destek verdi ve Tahran'a karşı adım atılmasını istedi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, saldırıdan İran'ın sorumlu olduğunu belirterek, "Birleşik Krallık, İsrail, Romanya ve diğer ülkelerle çok yakın temastayız ve (İran'a) ortak bir yanıt verilecek." dedi.

Nükleer anlaşmanın taraflarından da olan ABD ve İngiltere'nin gemi saldırısıyla ilgili İran'ı suçlaması ve bu konuda sert bir tutum takınması yaptırımların geleceğinde olumlu gelişmelerin olmayacağına işaret ederken, bu son olaylar uzlaşı ihtimalini de zorlaştırdı.

Reisi'nin önünde Kovid-19'la mücadele sınavı da var
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede de Reisi'yi zor bir sınav bekliyor. Zira toplam uygulanan aşı sayısı 83 milyon nüfusluk ülkede henüz 14 milyon seviyesinde.

Günlük vaka sayıları da yeniden rekor seviyelere çıkarken can kayıpları 400 sınırını geçti. Sonbahar ve kış şartlarının da gelmesiyle hükümetin salgınla mücadelesi daha zor bir hal alacak.

Sıcakların azalması ve yağışların artmasıyla su ve elektrik kesintileri noktasındaki sorunlar geçici olarak gündemden çıkabilir ancak ekonomide ve hayat pahalılığında somut gelişmelerin olmaması halinde geçen haftalarda düzenlenen gösterilerin artabileceği öngörülüyor.

Ruhani, son konuşmasında görev süresi bitmeden yaptırımları kaldırmak için çok çaba gösterdiklerini ve bunun gerçekleşmesini arzu ettiklerini ancak Meclisin çıkardığı yasanın buna engel olduğunu ifade etmişti.

Reisi hükümeti muhafazakar olduğu için Meclis ve diğer organlar engelleyici adımlar atmayacaktır ancak yeni hükümeti bekleyen en büyük sorunların bölgesel askeri faaliyetler, füze programı gibi politikaların olması bekleniyor.

Bu konularda geri adım atmadan nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması ve yaptırımların kaldırılması da zayıf bir ihtimal olarak görünüyor.
OGÜNhaber