ABD, Çin'i 'ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik güçlerini birleştirerek istikrarlı ve açık uluslararası sistemi sürekli sınama kabiliyetine sahip olan tek rakip' olarak tanımlıyor.
ABD yönetimi, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin'in Asya turuyla, Çin'in Hint-Pasifik bölgesinde artan etkisine karşı caydırıcı bir güç tesis etmenin yollarını arıyor.
Austin ve Blinken Asya-Pasifik turunun ilk durağı olarak Japonya’nın başkenti Tokyo’da temaslarda bulunuyor. ABD’li Bakanlar burada Japonya Dışişleri Bakanı Toşimitsu Motegi ve Savunma Bakanı Nobuo Kişi ile görüşecek.
İkili buradaki temaslarını tamamlayıp Güney Kore’ye geçerek bu ülkede mevkidaşlarıyla "2 artı 2" formatında görüşmeler gerçekleştirecek. Ziyaret, Biden yönetiminin Asya'da müttefiklerle yaptığı ilk üst düzey temas olacak.
Kuzeydoğu Asya’da ziyaretlerini tamamladıktan sonra Blinken, 18 Mart'ta, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Alaska'da Çin hükümetinin dış politikadaki en üst düzey iki diplomatı Çin Komünist Partisi Merkezi Komitesi Dışişleri Ofisi Direktörü Yang Jieçı ve Dışişleri Bakanı Vang Yi ile görüşecek.
ABD’li Bakanların gündeminde Çin ve Kuzey Kore var
Austin ve Blinken'in, Pekin yönetimine karşı "güçlü caydırıcılık" tesis etmeyi amaçlayan Asya-Pasifik turu öncesi Beyaz Saray’ın yayımladığı ulusal strateji belgesinde Çin ve Kuzey Kore'ye yönelik tanımlar dikkati çekiyor.
Beyaz Saray’ın 4 Mart’ta yayımladığı belgede, Çin’in "hızla ve iddialı" bir konuma geldiğine işaret edilerek, "Pekin yönetiminin ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik güçlerini birleştirerek istikrarlı ve açık uluslararası sistemi sürekli sınama kabiliyetine sahip olan tek rakip olduğu" belirtiliyor.
Kuzey Kore ise "oyun değiştiren kabiliyet ve teknolojileri takip eden, ABD'nin müttefiklerini ve ortaklarını tehdit eden, bölgesel istikrara meydan okuyan bir aktör" olarak tanımlanıyor.
Ziyaretlerde ABD'nin Çin ve Kuzey Kore’ye karşı, Japonya ve Güney Kore ile ittifak ilişkilerini pekiştirmenin yanı sıra Seul ve Tokyo yönetimleri arasındaki iş birliğini güçlendirme konusunda adımlar atması bekleniyor.
Güney Kore’de 26 bin, Japonya’da 50 bin civarında askeri bulunan ABD'nin görüşmelerde bu ülkelerle askerlerin konuşlandırılması noktasında yapılan anlaşmaları ele alması öne çıkarken, yeni tip koronavirüs salgını, iklim değişikliği ve Myanmar'da yapılan darbenin masaya yatırılması ziyaretin diğer gündem maddelerini oluşturuyor.
Biden'den "açık ve serbest Hint Pasifik" vurgusu
ABD Başkanı Biden, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Japonya Başbakanı Yoşihide Suga ile 12 Mart’ta video konferans yoluyla liderler düzeyinde 4’lü toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıda "Açık ve özgür Hint-Pasifik her birimizin geleceği ve ülkeleri için gerekli." ifadesini kullandı.
Biden, Hint -Pasifik bölgesinin açık ve özgür olmasını Avustralya, Japonya ve Hindistan ile ele alırken, Bakanların Güney Çin Denizi, Doğu Çin Denizi ve kara sınırlarıyla Çin'in bir şekilde etki alanına giren bu ülkelerle Pekin yönetimine karşı dayanışma mesajı vermesi bekleniyor.
Hint-Pasifik'te "caydırıcı adımlar" gerginliği tırmandırabilir
Çin’in son aylarda attığı bazı adımlar Washington yönetimini Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi’nde yeni güvenlik yaklaşımlarını ele almaya zorlayabilir.
Çin'in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi, Aralık 2020’de ülkenin savunma kanununda çıkarların tehlikeye girmesi durumunda silahlı kuvvetlerin kısmen veya tamamen harekete geçirilmesine olanak tanıyan bir revizyona gitti.
Bu kapsamda kanuna "devlet, egemenliği, birliği, toprak bütünlüğü, güvenlik ve kalkınmaya yönelik çıkarlarının tehdit edilmesi durumunda güçlerini kısmen ya da tamamen harekete geçirebilir." maddesi eklendi.
Önleyici müdahale olarak da yorumlanan bu değişiklikten sonra 23 Ocak'ta Çin Sahil Güvenliğinin yetkileri gerekli durumlarda "silah kullanmak dahil" artırıldı.
Kanundan sonra Çin sahil güvenlik gemilerinin Japonya kara sularına girmesi nedeniyle Çin ve Japonya arasında gerilim tırmandı. Tokyo yönetimi son zamanlarda Çin'in bu hamlesine nasıl karşılık vermesi gerektiğini tartışmaya başladı.
Son yıllarda büyüyen donanması ve denizlerdeki hak iddialarını önleyici adımlarla savunmak için adımlar atan Pekin yönetimine karşı "caydırıcı bir güç oluşturma, açık ve özgür Hint-Pasifik” söylemleri Japonya, Avustralya, Hindistan ve ABD’nin somut askeri adımlar atma ihtimalini beraberinde getirdi.
ABD Savunma Bakanlığının yayımladığı 2020 Çin Askeri Güç Raporu’nda, Çin Sahil Güvenliğinin ağırlığı 1000 tondan fazla 130’dan fazla savaş gemisi barındırdığı ve dünyanın en büyük sahil güvenlik gücü olduğu belirtilmişti.
Güney Çin Denizi’nin yaklaşık yüzde 80’inde, Doğu Çin Denizi’nin büyük bir kısmında hak iddia eden Çin hükümetinin son yıllarda savaş gemisi sayısı ABD’yi de geride bırakmıştı.