İlk olarak Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya ölüm saçan koronavirüs salgınıyla amansız mücadele sürerken, bir taraftan da virüsün kaynağı ve oluşum sebepleri araştırılmaya devam ediyor. Bazı kaynaklara göre virüsün Çin'deki laboratuvarlarda üretildiğine kesin gözüyle bakılırken, bazı kaynaklar ise Rockefeller vakfına bağlı isimlerin bu işte parmağı olabileceğini iddia etti. Öte yandan söz konusu vakfa bağlı 14 üst düzey yöneticinin gözaltına alındığı belirtildi.

ABD'den Rockefeller'e operasyon: 14 gözaltı

Dünyayı saran koronavirüs salgını her gün binlerce can almaya devam ediyor.

Ülkeler çaresiz bir şekilde salgınla mücadele etmeye çalışırken diğer taraftan virüsün kaynağı ve oluşum sebepleri araştırılmaya devam ediyor. Virüsün Çin laboratuvarlarında üretildiğine kesin gözüyle bakılırken Çin’in tek başına bu virüsü yayacak imkanlarının kısıtlı olduğu da belirtiliyor.

Gazeteci Mehmet Ali Önel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, ABD yerel basınında yer alan iddiaları gündeme taşıdı.

ROCKEFELLER'E KORONA OPERASYONU
Söz haberlere göre, yönetim Rockefeller’e bağlı 14 üst düzey yöneticiyi gözaltına aldı. Operasyonların doğruluğu ile ilgili herhangi bir bilgi verilmezken Rockefeller’in virüsün tedavisinde kullanılmak üzere ülkelerde ve ABD’de ilaç reklamlarını çoğalttığı hatta bazı bilim insanlarına para karşılığı PR yaptırdığı biliniyor. ABD ordusunun operasyonları büyük bir gizlilikle yaptığı belirtilirken, Beyaz Saray’ın dışında Pentagon yönetimi tarafından gerçekleştirilen operasyon olduğu ifade ediliyor.

ALMANYA’DA OPERASYONLAR BAŞLADI
Diğer taraftan Almanya’da Rockefeller yönetimine kaşı operasyonlar ve gözaltılar olduğu belirtiliyor. Durumun virüs mü yoksa farklı bir sebeple mi olduğu henüz bilinmiyor. Ancak ABD ordusunun yaklaşık 3 aydır Almanya’da konuşlandığı biliniyor.

ABD yönetimi bir süredir koronavirüsün Çin’de üretildiğine dair bazı raporlar hazırlatmış ve sürekli olarak virüsün kaynağı ile ilgili soruşturmalar yapmaya başlamıştı. Şimdilik bunların hepsi birer iddia ve komplo teorisinden öte geçmiyor ancak Rockefeler’in yayınladığı raporlarda virüsün daha önce bildikleri ABD basını tarafından belgelenmişti.

Rockefeller Vakfı 2010 yılında hazırladığı raporda virüsün ülkeleri yerle bir edeceğini açıklamıştı.

Raporda yer alan ifadeler bugün yaşananları anlatıyor,

Vatandaşlarını virüsten korumak için hükümetlerin ‘olağanüstü önlemler’ alacağını belirten rapor, “Küresel salgın sırasında tüm dünyada liderler yetkilerini genişletti. Yüz maskelerinin kullanımının zorunlu hale gelmesinden, tren istasyonları ve süpermarketler gibi toplumsal alanlara girişlerde vücut ısısı kontrollerine kadar çok sıkı kural ve kısıtlamalar uygulandı” gibi şimdilerde gördüğümüz çok tanıdık uygulamaları anlatıyor.

Ülkelerin virüsle nasıl mücadele ettiklerine de yer veren rapor, virüsten ilk olarak Çin’in kurtulmayı başaracağı kehanetinde bulunuyor: “Salgın tüm dünyayı sardı. Tedbirlerin uygulanması gelişmiş ülkeler için bile büyük sorun oldu. Fakat birkaç ülke üstesinden daha iyi geldi; özellikle Çin. Çin hükümetinin tüm vatandaşlar için zorunlu karantinayı hızlı bir şekilde koyup uygulaması ve tüm sınırları anında kapatması milyonlarca can kurtardı. Ve virüsün yayılmasını diğer ülkelerden çok daha erken durdurmaları salgın sonrası hızlıca toparlanmalarına imkân verdi.”

BİNALAR VE OFİSLER BOŞALACAK
Virüsün sadece insanları öldürmediği ifade edilen raporun devamında, “Küresel salgının ekonomiler üzerinde ise ölümcül bir etkisi oldu. Hem insanların hem de malların uluslararası hareketliliği durma noktasına geldi, turizm gibi zayıf endüstriler ve küresel tedarik zincirleri etkilendi. Yerelde bile, normalde en hareketli olan dükkânlar ve ofis binaları hem çalışanlar hem de müşterilerden yoksun şekilde aylarca boş kaldı” denildi.

GIDA VE SU KITLIĞI YAŞANACAK
Gelecekte teknoloji alanındaki olası eğilimlere değinilen Rockefeller raporunda, “Korumacılık ve ulusal güvenlik kaygılarıyla hareket eden ülkeler, Çin’in güvenlik duvarlarını taklit ederek kendi bağımsız, bölgesel tanımlı teknoloji ağları oluştururlar. Hükümetler internet trafiğini denetlemek konusunda çeşitli derecelerde başarıya sahiptir ancak bu çabalar yine de ‘dünya çapında’ internetin etkisini kıramadı” ifadeleri bulunuyor.

Ekonomide sektörel ve devlet düzeyinde büyük değişimlerin yaşanacağını öngören raporda ayrıca şöyle deniliyor: “Küresel gıda ve kaynak kıtlığı karşısında ülkeler iç piyasalarını ithalata karşı korumak ve tarımsal ürün ve diğer emtia ihracatını azaltmak için ticaret bariyerlerini yükseltti. 2016 yılına gelindiğinde, ülkeler Berlin Duvarı’nın yıkılışı sonrası dünyaya damgasını vuran küresel işbirliği ve birbirine bağlılığın en zayıfladığı döneme girdi.”

2016 yılında ABD’de Donald Trump seçimleri kazanarak başta Çin ve Avrupa olmak üzere ticaret savaşlarının fitilini ateşlemişti.

RAPORU YAYINDAN KALDIRDILAR
Tartışmalı rapor, Rockefeller Vakfı’nın yayımlarının yer aldığı resmi sitesinde 25 Mayıs 2010 tarihinde “www.rockefellerfoundation.org/news/publications/scenarios-future-technology” adresinden paylaşıldı. Birkaç yıl boyunca erişime açık olarak kalan yayın sonra bilinmeyen bir nedenle siteden kaldırıldı.

OCKEFELLER KİMDİR?
John Davison Rockefeller, Standard Oil’i kurarak ABD’nin ilk petrol baronu oldu ve 1910-1937 yılları arasında dünyanın en zengin insanı olarak ailenin adını efsaneleştirdi.

Rockefeller ölünce arkasında 912 milyon dolar servet bırakmıştı. Bu servet günümüzün enflasyon şartlarına dönüştürülünce yaklaşık 189 milyar dolara denk geliyor.

Forbes’e göre günümüzün en zengin insanı olan Jeff Bezos’un serveti 114 milyar dolar. Bu nedenle birçok uzmana göre Rockefeller insanlık tarihinin en zengin insanı kabul ediliyor.

Günümüzde EXXON-MOBİL, CHEVRON, CITI GROUP, J.P.MORGAN-CHASE gibi çok büyük şirketleri elinde bulunduran Yahudi Rockefeller ailesinin servetinden aldığı güçle dünya ekonomisi ve siyasetine yön verdiği iddia ediliyor.

OGÜNhaber, PARLAMENTO HABER
OGÜNhaber