ABD'li Müsteşar Yardımcısı Cohen, “Adalet Bakanlığı’ndaki meslektaşlarım bana Fetullah Gülen’in iade talebine tahsis ettikleri kaynağı İran şahının iade talebinden başka hiçbir iade talebine tahsis etmediklerini söylediler.” dedi.

ABD’den Fetö elebaşının iade sürecine İran şahı benzetmesi

ABD Dışişleri Bakanlığında Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen, ABD Adalet Bakanlığı’nın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesi sürecinde ayırdığı kaynağı, İran şahının iade talebinden bu yana başka bir iade talebi davası için ayırmadığını öne sürdü.

Müsteşar Yardımcısı Cohen, Washington merkezli Middle East Institute düşünce kuruluşunun yıllık Türkiye konferansında konuştu.

Türkiye’nin NATO’daki etkisi dikkate alınmalı

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin son bir iki yıl içerisinde önemli ölçüde değişim gösterdiğine işaret eden Cohen, “Türkiye ile ABD 65 yıldır müttefik ve ilişkilerimiz her zaman derin de karmaşık olmuştur.”

Cohen, iki ülke arasındaki diplomatik ve birçok konuda söz konusu olan angajmanın halen aynı kaldığını belirtti.

Türkiye’nin NATO’nun en güçlü ikinci ordusuna sahip olduğunu ve önemli bir coğrafik konumda yer aldığını kaydeden Cohen, “Bu etkiyi dikkate almalısınız ve bu etki ile çalışmalısınız” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Afganistan ve Irak başta olmak üzere bölgede ABD operasyonlarına önemli katkı sağladığını hatırlatan Cohen Washington ile Ankara’nın halen birçok alanda aynı amaç ve kaygıları paylaştığını söyledi.

Türkiye’nin DEAŞ ile mücadele önemli bir rol oynadığını kaydeden Cohen Türk halkının ve hükümetinin başta Suriye’den gelen milyonlarca mülteciyi ülkelerinde ağırlamasının takdire şayan olduğunu söyledi.

FETÖ darbe girişimi ezber bozan bir durum

FETÖ darbe girişiminden iki ay sonra Türkiye’ye gittiğini belirten Cohen, darbecilerin saldırısı sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) söz konusu olan yıkımı yerinde gördüğünü anlattı.

Jonathan Cohen, “Orada kendi F-16'larının Meclisin tavanında açtığı büyük delikleri göstererek bunun ABD Kongresi’nde yaşanması durumunda ne hissedeceğimi, buradaki halkın nasıl hissedeceğini sordular. Bu ezber bozan bir durumdur.” şekilde konuştu.

Türkiye’ye bu hassasiyet üzerinden yaklaşılması gerektiğini aktaran Müsteşar Yardımcısı, Türkiye’de olup bitenleri darbe girişiminin ortaya çıkardığı bağlam üzerinden anlamak gerektiğini dile getirdi.

ABD Adalet Bakanlığı’nın Türk Adalet Bakanlığı yetkilileri ile darbenin sorumlularını adalet önünce çıkarmak üzere birlikte çalıştıklarını savunan Cohen ABD’nin bu konuda elinden geleni yapmaya çalıştığını iddia etti.

FETÖ elebaşı Gülen’in iadesinin neden hala gerçekleşmediğine yönelik bir soru üzerine Cohen, “200’den fazla insanın öldüğü 2 binden fazla insanın ise yaralandığı demokrasiye doğrudan bir saldırı ve Türkler için de trajik bir olaydı. Biz de darbenin sorumlularını adalet önünce çıkarmak için Türkiye’nin yanındayız.” dedi.

Gülen’in iade talebini oldukça ciddiye aldıklarını ifade eden Cohen şu ifadelere yer verdi:
“Adalet Bakanlığı Türkiye’nin Gülen’in iade talebini incelemek için daha önce görülmemiş ölçüde kaynak tahsis etmiş durumda. İade talebini incelemeye devam ediyorlar. Adalet Bakanlığı’ndaki meslektaşlarım bana Fetullah Gülen’in iade talebine tahsis ettikleri kaynağı İran şahının iade talebinden başka hiçbir iade talebine tahsis etmediklerini söylediler.”

İran Şahı Rıza Pehlevi, devrimden sonra İran’dan Mısır, Fas, Bahama Adaları ve Meksika üzerinden ABD’ye gelmişti.

Bunun üzerinde ABD’nin Tahran Büyükelçiliği yağmalanmış ve 50 ABD vatandaşı şahın iadesi karşılığında rehin alınmıştı.

ABD ile İran arasında suçluların iadesine ilişkin anlaşma olmamasından dolayı ABD şahı iade etmeyi reddetmişti.

Şahın iade talebinde uzun tartışmalar yaşanmış ve ABD başkanının başkanlık yetkisini kullanarak iadeyi yapabileceği ifade edilmişti.

Bunun üzerine Adalet Bakanlığı uzun bir araştırma sonrasında Başkanın böyle bir karar alma yetkisinin olmadığını açıklamıştı.

Şah ABD tarafından iade edilmemiş ancak önce Panama’ya daha sonra Mısır’a gitmiş ve Enver Sedat tarafından kendisine sığınma hakkı verilmişti.

ABD-YPG ilişkisi taktiksel ve geçici

ABD’nin PYD/PKK’ya verdiği desteğin de Türkiye ile ABD arasında bir sorun olduğuna işaret eden Cohen, “Türklerle tartıştığımız bağlam Türkler açısından çok da memnun edici değilse de hakikat bu. YPG (PYD/PKK) ile ortaklığımız Suriye’de başka alternatifimizin olmamasındandır. Orada acilen bir güce ihtiyacımız vardı DEAŞ’ı Rakka’dan çıkarmalıydık ve orada bulunan güç YPG (PYD/PKK) idi.” şeklinde konuştu.

PYD/PKK ile ABD arasındaki ilişkiyi “taktiksel, geçici ve işlevsel” olarak tanımlayan Cohen Türkiye ile ABD ittifakını ise stratejik, kalıcı ve kurumsal olduğunun altını çizdi.
OGÜNhaber