Balıkesir’in Susurluk ilçesi Milli Kuvvetler Caddesi’nde 22 Mayıs 2024 tarihinde meydana gelen trafik kazası, bir aileyi maddi ve manevi olarak derinden sarstı.

Susurluk’ta trafik kazası: Bir ailenin hayatı karardı, adalet beklentisi sürüyor

Susurluk’a bağlı Söğütçayır Mahallesi muhtarı Gökhan Gündoğan (39)’ın kullandığı 10 ST 625 plakalı otomobil, şerit ihlali sonucu Gizem Gündoğan (31)’ın yönetimindeki 10 AJU 117 plakalı motosiklete çarptı. Kazada, Gizem Gündoğan ağır yaralanırken arkasında yolcu olarak bulunan 6 yaşındaki oğlu da kazanın etkisiyle travma yaşadı. Sürücü Gökhan Gündoğan kazadan sonra ifadesi alınarak yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Annenin ayağı amputasyondan kurtuldu
Ağır yaralanan Gizem Gündoğan, ilk olarak Susurluk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, ardından Balıkesir Şehir Hastanesi’ne sevk edilerek burada bir ameliyat geçirdi. Doktorlar, ayağındaki kırıklar ve doku parçalanması nedeniyle amputasyon tehlikesiyle karşı karşıya kalan Gizem Gündoğan’ı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde gerçekleştirilen iki zorlu ameliyatla bu riskten kurtardı. Ancak yoğun fizik tedavi ve özel ameliyatlar gerektiren tedavi süreci, ailenin ekonomik olarak zor durumda kalmasına neden oldu. Gizem Gündoğan ailesi, tedavi masraflarını karşılamak için evlerini ve araçlarını satmak zorunda kaldı.

Otomobil sürücüsü alkollü ve kusurlu
Bilirkişi raporlarına göre, kazanın ana nedeni Gökhan Gündoğan’ın yaptığı şerit ihlali olarak geçen raporda "Sürücü Gökhan Gündoğan’ın sevk ve idaresindeki 10 ST 625 plakalı otosu ile 1.42 promil alkollü şekilde seyrettiği esnada şerit ihlali yaparak (karşı şeride geçerek) karşı şerit üzerinde motorlu bisiklete çarptığı bu nedenle sürücü Gizem Gündoğan’ın ani gelişen bu olayda kazayı önlemek için yapabileceği bir tedbir olmadığından: Trafik kazasının meydana gelmesinde 10 AJU 117 plakalı motorlu bisiklet sürücüsü Gizem Gündoğa’ın kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır." Kazadan sonra yapılan incelemelerde Gökhan Gündoğan’ın 1.42 promil alkollü olduğu ve sol gözünün tamamen görmediği ortaya çıktı. Engelli ehliyetine sahip olan Gökhan Gündoğan’ın, kazaya karıştığı otomobilin engelli araç standartlarına ve yapıya uygun olmadığı da tespit edildi.

Saldırgan tutum iddiası
Kaza sonrası Gökhan Gündoğan’ın, yerde yaralı halde yatan Gizem Gündoğan’a karşı saldırgan davranışlar sergilediği iddia edildi. Anne ve oğul, kazanın ardından hem fiziksel hem de psikolojik travma ile mücadele ediyor.
Alkollü ve ehliyeti olmayan sürücü trafiğe çıkmaya devam etti
Kaza sırasında 1.42 promil alkollü olduğu tespit edilen ve bir kamu görevlisi olan Susurluk’a bağlı Söğütçayır Mahallesi muhtarı Gökhan Gündoğan’ın, görme engelli olduğu, sol gözünün hiç görmediği halde standartlara uymayan bir araç kullandığı ortaya çıktı. Kazanın ardından ehliyetine el konulan Gökhan Gündoğan, buna rağmen trafiğe çıkmaya devam etti ve 16 Ağustos 2024 tarihinde ehliyetsiz araç kullanmaktan para cezası aldı. Hâlâ trafikte tehlike oluşturmaya devam etmesi, mağdur ailenin huzurunu kaçırıyor.

Psikolojik ve ekonomik yıkım
Kazada ağır yaralanan Gizem Gündoğan, geçirdiği ameliyatlar ve uzun süren tedavilerle ayağını kaybetmekten kurtuldu ancak hayatını bağımsız bir şekilde idame ettiremiyor. Küçük yaştaki oğlu ise kazanın ardından ciddi psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Kekeleme, altını ıslatma ve ağlama krizleri gibi belirtilerle mücadele eden çocuk, uzman desteği alıyor. Maddi olarak zorluk çeken aile, hem tedavi masraflarını karşılamak hem de günlük yaşamlarını sürdürebilmek için evlerini ve araçlarını satmak zorunda kaldı.

Adaletin gecikmesi tepki çekiyor
Kazada açıkça kusurlu olduğu belirtilen Gökhan Gündoğan’ın serbest bırakılması ve yalnızca ifadesi alınması, mağdur aileyi derinden yaraladı. Aile, çevreden gelen "Bu adam nasıl hâlâ dışarıda dolaşıyor?" gibi tepkilerle daha da inciniyor. Üstelik kazanın ardından suçlunun ailesinin mağdurların evine giderek özür dilemek yerine, şikayeti geri çekmeleri yönünde baskı yaptığı iddia edildi.
Davanın ilk duruşmasının 20 Mart 2025’e, yani kazadan neredeyse bir yıl sonraya verilmesi, mağdur aileyi çaresizliğe sürüklüyor. Aile, adaletin bir an önce tecelli etmesini, sorumluların gereken cezayı almasını ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini talep ediyor.
Gizem Gündoğan İHA muhabirine yaptığı açıklamada; "Oğlumla birlikte evimize doğru gidiyorduk. Üstüme üstüme bir araba sürdü. Her şey aniden ve bir anda gerçekleşti. Kazadan sonra, oğlum ona sıkıca sarılmamdan sonra yere düştü. Bana öyle bir bakış attı ki, o bakışı hayatım boyunca unutamam. O an benden korktu ve kaçtı. Bacağım kırılmıştı ve çarpılmış gibi dönmüş bir halde yerde duruyordu. Şu ana kadar üç ameliyat geçirdim. Bacağımda on dört parçalı kırık ve sinir hasarları var. Bana çarpan kişi alkollüydü. Yapılan testte 1.42 promil alkol tespit edildi. Bunun yanı sıra, bu kişi bir mahalle muhtarı. Sol gözü görmüyor ve kullandığı araç ehliyetine uygun değil. Yola çıkarken adeta bir cinayet için çıkmış gibiydi. Ben yolun tamamen sağ tarafındaydım. Ancak kazadan sonra hâlâ oğlumla çok mağdur durumdayım. Fiziksel ve duygusal hiçbir ihtiyacını karşılayamıyorum. Yürüyemiyorum, annelik yapamıyorum. Tek isteğim adalet.
Kazadan sonra bu kişi üstüme yürüdü. Bana soldaki dikiz aynasına çarptığımı iddia etti. Ancak soldaki dikiz aynasına çarpmakla bir insanın bacağı kırılmaz. Üstüme sürdüğünü söylediğimde daha da agresifleşti. Oradakiler müdahale ederek onu sakinleştirdi. Olayın görgü tanıkları ve kamera kayıtları mevcut. Kazanın ardından 112’yi aramak yerine bana saldırmayı tercih etti. Daha sonra yalnızca ifadesi alındı ve serbest bırakıldı. Bu süreçte ben hayati tehlike yaşadım. Hastanede bacağımın kesilebilme ihtimalinden bahsedildi. Sekiz ünite kan verildi. Bu kişi, olaydan yalnızca iki buçuk ay sonra ehliyetsiz bir şekilde tekrar trafiğe çıktı ve polisler tarafından yakalandı. Aynı aracı kullanmaya devam ediyor ve hâlâ tek gözü görmüyor. Onun bu şekilde serbestçe sokakta dolaşması, her gün birileri için cinayet sebebidir. Türkiye’nin adaletine güveniyorum ve bu kişinin en ağır cezayı almasını istiyorum.
Yaşadıklarımın bir “kaza” olarak nitelendirilmesini istemiyorum. Bu bir cinayettir. Üstelik bu kişinin sabıka kayıtları da bulunmaktadır. Adalet istiyorum, hem kendim hem de çocuğum için. Başkalarının da canı yanmasın istiyorum." dedi.
OGÜNhaber