Edirne’nin Lalapaşa ilçe kırsalında bulunan Osmanlı döneminden kalma mezarlar, definecilerin hedefi oldu. Yıllardır define avcılarının tahribatına uğrayan mezarlık alanının korunması çağrısında bulunuldu.
Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Çömlekpınar köyünde Osmanlı döneminden kalma mezarlar, definecilerin hedefi oldu. Uzun yıllardır define avcılarının tahribatına uğrayan mezarlık alanının korunması için Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, yetkililere çağrıda bulundu. Dini önemine dikkat çekilen mezarlığın koruma altına alınmasını istedi.
"OSMANLI ATALARIMIZIN YADİGARI YOK EDİLİYOR"
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, “Edirne çevresinde çok sayıda Osmanlı dönemi mezarlık alanı ve saray kalıntıları var. Bu mezarlık alanları içinde çok geniş alanda yayılan mezarlıkların büyük bir kısmı yıkılıp gitti. Bunların arasında Çömlekakpınar köyünün 3 kilometre kadar güney batısına gelen ve güneydoğusundan da bir yol ile ulaşılabilen Osmanlı dönemine ait bir mezarlık alanı vardır. Bu güney ve güneydoğu yol hattıyla yapılan mezarlık alanının bir Osmanlı köyünün mezarlığı olduğunu biliyoruz. Büyük dikili mezar taşlarının mevcut olması nedeniyle bazı arkeologlar buraya Trak döneminden kalma menhirler olarak adlandırıyor. Bu mezar taşlarının hiçbiri menhir değildir. Çünkü Trak döneminde Edirne’de bu tip menhirlerin bulunmadığını biliyoruz. Burası bir Osmanlı mezarlığıdır. 1844-1845 Osmanlı kayıtlarında burada bir köy olduğunu ve bu köyün bir salgın hastalık nedeniyle yok olduğunu ve bugünkü adının Kırıkköy olduğunu biliyoruz. Bu o köyün mezarlığı ve bugünde mezarlık alanı olarak karşımızdadır" dedi.
ECDADA SAYGISIZLIK
Ata yadigarının yok edildiğini, ecdada saygısızlık yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Engin Beksaç, "Bu mezarlık alanı Osmanlı mirasının çok güzel örneklerinden biri ama maalesef çok ağır bir defineci baskısı altında. Benim anlamadığım bir şey var ise oda definecilerin bir Osmanlı mezarlığında, İslami mezarlıkta ne bulacakları sorunudur. Yıllardır bu bölge tahrip ediliyor ve ata yadigarları yok ediliyor. Hiç olmazsa bırakında oradaki mevtalar rahat uyusun. Çömlekköy’deki mezarlıklar ise yine Osmanlı döneminde olan mezarlıklardan biridir. Çömlekköy’de aslında bir yazlık sarayın da bulunduğu bir köydür. Köyün güney kısmında yer alan ve büyük bir alana yayılmış olanda saray kalıntıları görmek mümkündür. Sarayın ahşap kısmında günümüze fazla bir şey kalmasa da arazi üzerinde çatı örtüsünü temsil eden tuğla, kiremit kalıntıları çöm yaygın olarak var. Halen hamamdan kalan bölümleri görmek mümkündür. Aynı zamanda da köprü kalıntısı ve bir su dolabı kalıntıları da burada görülebiliyordu. Kabristan ise bu saray ile bağlantılı bir kabristan olarak karşımıza çıkıyor. Bu bölgede yapmış olduğumuz çalışmalar da 1730’lar sürecine giden Osmanlı mezar taşlarına rastladık. Bunlarda çoğunlukla karataş olarak bildiğimiz yazısız taşlar olarak gözükse de orada bir miktar Osmanlıca yazılı taşları da bulmak mümkündür. Bu taşlara bağlı olarak 18. yüzyıl başları olarak tarihlemek mümkün olabilmektedir. Burası da ilginç ve önemlidir. Bu Osmanlı mezarlıkları halk arasında anlatılanlar, bu mezarlık ile ilgili çok ilginç ve enteresan duyumlar alıyoruz. Duyumlardan bir tanesini örnek verirsek, bir şekilde geceleri bu mezarlıkta çığlıklar duyulduğuna dair bir anlattı mevcut. O nedenle çevre köyler bu mezarlıktan ürkerler, pek bahsetmek istemezler ama bizim bildiğimiz konu orda bulunan yazlık sarayın kabristanı olduğu yönünde gelişmektedir” diye konuştu.
"BURADA BİR KÖY YOK OLDU"
Çömlekakpınar Köy Muhtarı Vedat Çınar ise, “Köyümüzün tarihi çok eski tarihlere dayanmaktadır. Bununla birlikte eski tarihlere dayandığını önceki mezarlıklardan anlıyoruz. Mezarlıkların Müslüman mezarlığı olduğu rivayeti söylenmektedir. Bizlerin, köy halkının merak ettiği bu mezar taşları o dönemde insan gücüyle mi hayvan gücüyle mi buraya nereden geldiğidir. Bu mezarlığın üstü kırıkköy mezarlığı geçiyor. Rivayete göre bu mezarlığın doğu kısmında bir köy olduğunu ve köyün battığı söyleniyor. Tabi biz bunları bilemeyiz ama temel taşları tarlalarda çıkıyor. Orada bir yaşam alanının olduğu görülüyor” ifadelerini kullandı.
(Mehmet Basmacı - Şener Urfa /İHA)