Eski CHP Genel Başkanı Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayımlanmasıyla ilgili FETÖ/PDY elebaşı Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanıklı davada, esas hakkındaki mütalaa sunuldu.

'Kaset kumpası' davasında savcı mütalaasını mahkemeye sundu

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin olduğu belirtilen görüntülerin internette yayımlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanıklı davada, cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını dosyaya sundu.

Cumhuriyet Savcısı Cem Solmaz'ın Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği 437 sayfalık görüşte, Baykal ve bazı MHP'lilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin FETÖ'nün faaliyeti kapsamında teknik takip ve izleme çalışmalarıyla elde edildiği, daha sonra siyasi sonuçlar kazanma amacıyla internette yayınlandığı belirtildi.

FETÖ'nün benzer yöntemlerle ele geçirilen kimi bürokrat ve iş adamlarına ilişkin ses ve görüntüleri de yine örgütsel amaçla kullandığı kaydedilen görüşte, İstihbarat Daire Başkanlığı ile Ankara ve İstanbul istihbarat şube müdürlükleri görevlilerinin müştekilerin kişisel bilgilerini defalarca sorguladıklarına, hedeflerindeki kişileri gerçeğe aykırı suçlamalarla dinlediklerine ve takip ettiklerine dikkat çekildi.

Dinlemelerle kişinin irtibatlarının ve özel hayatına ilişkin adreslerin belirlendiği, kişi evde olmadığı sırada evin kilit sisteminin fotoğraflandığı anlatılan görüşte, İstihbarat Daire Başkanlığında kilidi açabilecek personel varsa onun, yoksa çalışılan çilingirin, hedefteki kişi evde değilken kilidi açtığı kaydedildi.

Sanıkların Baykal'a yönelik eylemleri
Savcı Solmaz, görüşünde, eski CHP Genel Başkanı Baykal ve sekreterinin telefonlarının dinlendiğinin belirlendiğine yer verdi.

Görüşte, Baykal'ın Angora Evleri'ndeki konutuna, kapıyı çilingire açtıran eski istihbaratçı polis dört sanığın 28 Ağustos 2008'de "böcek" olarak adlandırılan cihaz yerleştirdikleri ancak cihazdan ne tür ses ve görüntü elde edildiğinin belirlenemediği anlatıldı.

Görüşte, çilingirin müstakil evin kapı kilidini açtığı sırada istihbarat görevlilerinin çevreyi kontrol ettikleri, site güvenlik görevlilerinin binaya yaklaşmaları üzerine ise çilingir ile polislerin evin arkasına saklandıkları bildirildi.

Dinleme ve fiziki takip sonucunda, bazı sanıkların Baykal'ın zaman zaman gittiği Çukurambar'daki bir evi takibe aldıkları belirtilen görüşte, 27-28 Mart 2010'da dairenin kapı kilit anahtarının kopyalandığı, 13 Nisan 2010'da dairenin salon ve yatak odası kısmına gizli kamera yerleştirildiği ifade edildi.

Görüşte, şunlar aktarıldı:
"14 Nisan 2010'da, yerleştirilen görüntü aktarma cihazlarının ayar ve kontrollerinin yapıldığı, 30 Nisan 2010'da ise soruşturmaya konu video görüntülerinin yerleştirilen cihazlar aracılığıyla temin edildiği ve aynı gün cihazların söküldüğü anlaşılmıştır. Soruşturma aşamasında mahkeme kararı uyarınca Çukurambar Mahallesi 1425. Cadde'deki adreste yapılan arama ve incelemede, evde cihazın yerleştirildiği belirlenen yerlerden alınan görüntülerle internette yayınlanan ve müşteki Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen özel hayata ilişkin görüntüler karşılaştırılmış, görüntülerin bu adresten temin edildiği anlaşılmıştır. Müşteki Baykal'a yönelik eylemlere Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ile Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yapan sanıklar Kaan Özyiğit, Özgür Türker, Mustafa Koparan, Selim Yasdıbaş, Rüstem Atik, Abdül Köksal, İlker Usta, Sedat Zavar, Abdulvahit Tunçay, Ahmet Yılmaz Ekiz, Yiğit Uyar, Osman Oktay Ilıcan ve Enes Çığci'nin katıldıkları belirlenmiştir. Bu sanıklardan Koparan dışındakilere FETÖ içinde eylem ve faaliyetlerde bulunmaları dolayısıyla silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davası açılmıştır."

"Bizim tarafımızdan yapıldığını kimsenin bilmemesi gerekiyor"
Görüşte, sanıklardan Fatih Aydın'ın 26 Ocak 2017'de alınan beyanlarına dikkati çekildi. Buna göre, Aydın, görüntülerin internette yayınlanmasının ardından, o dönemde İstihbarat Dairesinde çalışan sanık Ali Ağıllı'nın "Bu konudan kimsenin bilgisi olmasın. Bu faaliyetin bizim tarafımızdan yapıldığını kimsenin bilmemesi gerekiyor. Ağzınızı sıkı tutun, sağda solda, serviste bu konuyu konuşmayın." dediğini aktardı.

Savcı Solmaz, esas hakkındaki görüşünde, "Bu beyandan, Baykal'a yönelik soruşturmaya konu eylemlerin FETÖ mensubu Emniyet İstihbarat görevlilerince gerçekleştirildiği anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Görüşte, Baykal'a yönelik eyleme katıldığı belirlenen sanıkların cep telefonlarının, dairenin anahtarının kopyalandığı, gizli kameranın yerleştirildiği veya görüntülerin elde edilmesinin ardından gizli kameranın daireden alındığı tarihlerde, evin bulunduğu yerin civarından sinyal verdiklerine dikkat çekildi.

Görüşte, örgütsel planlama doğrultusunda elde edilen görüntülerin halen firarda olan gazeteci Cevheri Güven'e verildiği, bir internet sitesinin Güven'in ilettiği görüntüleri yayınlamaması üzerine o sırada gazeteci sanık Yener Dönmez'in yazarlık yaptığı internet sitesinde görüntülerin yayınlandığı bildirildi.

Cumhuriyet Savcısı Cem Solmaz, davayı gören Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu esas hakkındaki görüşünde, amaçları doğrultusunda siyasi hayatı dizayn etmeye çalışan FETÖ/PDY'nin, MHP yönetimini değiştirmek istediğini belirtti.

Savcı Solmaz, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan FETÖ/PDY'nin usulsüz dinlemelerine ilişkin davasına göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2004'e kadar görev yapan korumasının, özel kalem görevlilerinin, başdanışmanının telefonlarının dinlendiğine işaret ederek, bunun, partinin genel başkanının da dolaylı olarak dinlenmesini beraberinde getirdiğini kaydetti.

MHP'li siyasetçilere ilişkin görüntüler yayınlanırken MHP yönetiminin tepeden tırnağa istifa etmesinin istendiği ve görüntülerdeki kişilerle Bahçeli'nin bağlantısının kurulmaya çalışıldığı ifade edilen görüşte, şöyle denildi:
"Bu yayınlardaki zamanlama, yayınlama ve sunum biçimi birlikte değerlendirildiğinde MHP'nin genel başkan yardımcıları, genel sekreteri, il başkanı olan ve internette özel hayatlarına ilişkin görüntüleri yayınlanan müştekiler, FETÖ tarafından hedef alınmakla birlikte, asıl olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hedef alındığı ve görevinden ayrılmasının istendiği; başdanışmanının, özel kalem müdürünün, müdür yardımcısının ve koruma müdürünün telefonlarının dinlenmesine rağmen Bahçeli'nin özel hayatına ilişkin aleyhine kullanılabilecek bir veri bulamayan FETÖ'nün, parti yönetiminde görev alan kişilerin özel hayatına ilişkin görüntüleri yayınlayarak bunlar üzerinden parti genel başkanını hedef aldıkları, genel başkan yardımcılarına yönelik kaset komplosu olarak adlandırılan bu operasyonun asıl hedefinin MHP Genel Başkanını değiştirmek olduğu anlaşılmıştır."

Hedefteki MHP'liler
Görüşte, eski MHP Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri olan müştekiler Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun telefonlarının usulsüzce dinlendiği, ayrıca Yıldırım'ın Çankaya'daki dairesinin yatak odası, salon ve oturma odasında bulunan elektrik buatlarına da 2010 ve 2011'de ses ve görüntü aktaran cihazlar yerleştirildiği ifade edildi.

Sanıkların, müştekilerin özel hayatlarına ilişkin görüntüleri 12 Haziran 2011'deki seçimlerde Yıldırım ve Çobanoğlu'nun milletvekili adayı olmalarını engellemek, MHP'deki görevlerinden ayrılmalarını sağlamak ve onları itibarsızlaştırmak amacıyla "farklı ülkücülük" adlı dört ayrı blog ve internet sitesinde yayınlandığı belirtilen görüşte, bunun üzerine Yıldırım ve Çobanoğlu'nun milletvekili adaylığından istifa ettikleri hatırlatıldı.

Bekir Aksoy'un evindeki vantilatöre cihaz yerleştirildi
Aynı şekilde, o dönemde MHP Ankara Milletvekili olan Bekir Aksoy'un Çankaya'daki evinin tavan lambalarına da 30 Eylül 2009'da cihaz yerleştirildiği bildirilen görüşte, ancak cihazdan görüntü alınamaması üzerine 23 Ekim'de İlker Usta, Enes Çığci ve Sedat Zavar'ın, İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şubede çalışan Cengiz Söğüt'le birlikte adrese girdikleri, Söğüt'ün cihazın ayarlarını yaptığı, bu sırada dairede bulunan vantilatörü fotoğrafladığı bildirildi.

Görüşte, vantilatörün aynısını satın alan ve içine gizli kamera yerleştiren sanıkların, daha sonra vantilatörü mağdurun dairesindeki vantilatörle değiştirdikleri aktarıldı.

Sahte belgelerle alınan bir telefon hattından 5 Mayıs 2010'da Aksoy'u arayan kişinin, "Bugünkü Anayasa oylamasında ret oyu verirsen kasetini yayınlayacağız" dediği belirtilen görüşte, daha sonra elde edilen özel hayata yönelik görüntülerin internette yayımlandığı kaydedildi.

Ekici ve Barutçu'ya yönelik eylemler
Görüşte, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili olan müşteki Mehmet Ekici'nin telefonlarının da hukuka aykırı dinlendiği bildirildi.

Sanıklar Sedat Zavar, İlker Usta, Enes Çığci ve Ahmet Yılmaz Ekiz'in, Ekici'nin görüştüğü birinin Keçiören'deki evinin elektrik buatlarına 21 Eylül 2010'da cihaz yerleştirdiğine yer verilen görüşte, bu yolla elde edilen görüntülerin 20 Mayıs 2011'de internette yayımlandığı, Ekici'nin de bir gün sonra milletvekili adaylığından ve partideki görevinden istifa ettiği anlatıldı.

Görüşte, 2011'e kadar MHP İstanbul İl Başkanlığı yapan İhsan Barutçu'nun cep telefonlarının dinlendiği, özel hayatına ilişkin bilgilerin elde edildiği, Barutçu'nun irtibatta olduğu kişinin Adana'ya gittiğinin öğrenilmesi üzerine Sedat Zavar, Mehmet Demirbilek, Enes Çığci ve İlker Usta'nın, kişinin evine cihaz yerleştirmek üzere 21 Nisan 2011'de İstanbul'a gittikleri anlatıldı.

Sanıklar Sinan Akkaya ve Cengiz Civan'ın da Barutçu'nun evde bulunduğu 1 Mayıs 2011'de evin yakınına gittikleri ve yerleştirilen cihazdan alınan görüntüleri izleme aracıyla kaydettikleri anlatılan görüşte, Akkaya ve Civan'ın, elde edilen görüntüleri yayacak olan FETÖ yapılanmasındaki kişilere verdikleri belirtildi.

Milletvekili adaylığından çekilmeleri sağlandı
Görüşte, 12 Haziran 2011'deki seçimlerde milletvekili adayları olan dönemin MHP Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Deniz Bölükbaşı, Bülent Didinmez, Ümit Şafak ve Osman Çakır ile MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak'ın FETÖ mensuplarınca hukuka aykırı şekilde dinlendiği bildirilerek, müştekilerin özel hayatına ilişkin sağlanan bilgilerin internette yayınlandığı, bu kişilerin de görevlerinden ve milletvekili adaylığından çekildikleri kaydedildi.

Savcı Solmaz, sanıklardan Fatih Aydın'ın "MHP kasetleri internette yayınlandıktan sonra Ali Ağıllı yanımıza gelerek bizlere teker teker uyarılarda bulundu, 'Bu konuyu dışarıda dile getirmeyin, toplu ve kalabalık yerlerde konuları konuşmayın.' şeklinde söylemlerde bulundu. Bu konuların İstihbarat Daire tarafından yapıldığının kimse tarafından bilinmemesi gerektiği konusunda telkinlerde bulunuyordu." dediğine dikkati çekti.

"Böcek" davasının sanıkları, Baykal ve MHP'lilere yönelik eylemlerden sorumlu
Savcı Solmaz'ın görüşünde, eski CHP Genel Başkanı Baykal ile MHP'li siyasetçiler Yıldırım, Çobanoğlu, Aksoy, Ekici ve Barutçu'ya yönelik eylemlere katıldığı belirlenen sanıklar arasında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İlker Usta ve eski polis memuru Enes Çığci de bulunuyor.

Bu sanıklar, Başbakanlığı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofislerine "böcek" denilen dinleme cihazı konulmasına ilişkin davanın da sanıkları arasındaydı.

Zavar ve Usta, 28 Mart 2015'te Romanya'da yakalanarak, Türkiye'ye gönderilmişti.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan "böcek" davasında Zavar 54 yıl 6 ay 7 gün, Usta ise 50 yıl 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

"Böcek" ve "kaset kumpası" davalarının ikisinde de sanık olan Enes Çığci ve Ali Özdoğan ise firari durumda bulunuyor.

Sanıklar için istenen cezalar
Savcı Solmaz, sanıklardan Ramazan Akyürek'in soruşturma konusu edilen eylemlerin gerçekleştirildiği dönemde İstihbarat Daire Başkanı olduğunu belirterek, diğer sanıkların eylemlerini Akyürek'in bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleştiremeyeceklerini kaydetti.

Akyürek'in "FETÖ yöneticisi olduğu" bildirilen görüşte, Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre "örgüt yöneticilerinin, örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen suçlardan fail olarak cezalandırılacaklarının" belirtildiğine dikkat çekildi ve Akyürek'in "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçunun yanı sıra Baykal'ın da arasında bulunduğu kimi müştekilere yönelik "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "siyasal hakların kullanılmasını engellemek", "konut dokunulmazlığını ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından birçok kez hapsi istendi.

Savcı, suçların bir bölümünün işlendiği dönemde ise Ömer Altıparmak'ın İstihbarat Daire Başkanı olduğuna işaret ederek, söz konusu suçların Altıparmak'ın bilgisi olmadan gerçekleştirilemeyeceğini ifade etti. Altıparmak'ın sorumlu tutulduğu "siyasal hakların kullanılmasını engellemek", "konut dokunulmazlığını ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından cezalandırılması talep edildi.

Sanık Ali Fuat Yılmazer'in "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçunun yanı sıra 5 müştekiye yönelik işlenen suçlarda sorumluluğu bulunduğuna, Gürsel Aktepe'nin ise Baykal'a yönelik eylemler gerçekleştirildiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı TEKOP Şube Müdürü olduğuna dikkat çekildi.

Sanıklardan Sedat Zavar'ın Baykal ile MHP'den istifa eden 6 müştekiye, İlker Usta'nın ise 8 müştekiye yönelik eylemleri nedeniyle hapisleri istendi.

Savcı Solmaz'ın, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak", "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "siyasal hakların kullanılmasını engellemek", "konut dokunulmazlığını ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" gibi suçlardan hapsini istediği 100 sanık şunlar:
"Ramazan Akyürek, Ömer Altıparmak, Gürsel Aktepe, Lokman Kırcılı, Yurt Atayün, Hami Güney, Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Yener Dönmez, Sedat Zavar, İlker Usta, Ertan Arslan, Abdülhalim Sönmez, Abdülvahit Tunçay, Abdül Köksal, Adem Çağlar, Adem Çoban, Adem Özyılmaz, Ahmet Arif Atak, Ahmet Kabaağaç, Ahmet Ümit Seçkin, Ahmet Yılmaz Ekiz, Akif Buyrukoğlu, Ali Ağıllı, Ali İhsan Tezcan, Ali Osman Kayan, Ali Poyraz, Arif Tuncal, Bahaddin Alaca, Bahtiyar Peşter, Bayram Ali Devecioğlu, Uğur Eski, Cengiz Söğüt, Ceyhan Berberoğlu, Davut Ersoy, Emrah Kanmaz, Erdal Çetinkaya, Erhan Sazil, Ersin Erdin, Yunus Hazar, Fatih Aydın, Fatih Doğan, Fatih Taşpınar, Gürsel Gündüz, Hakan Kırdağ, Halil Adalı, Harun Teke, Hayati Başdağ, İrfan Demir, İzzet Yılmaz, Latif Harun Pişkin, Levent Erkan, Mehmet Demirbilek, Mehmet Karatekin, Mehmet Koçak, Memduh Tosun, Muammer Acar, Murat Ahmetoğlu, Murat Yöney, Musab Soyak, Mustafa Alptekin, Mustafa Edip Çakmak, Mustafa Koparan, Mustafa Süngü, Mustafa Tokmak, Neslihan Şimşek, Nurettin Sağdaş, Nurullah Karataş, Okan Aytekin, Osman Gülbel, Osman Karakuzu, Osman Oktay Ilıcan, Ömer Demir, Özgür Öztürk, Rüstem Atik, Sait Yirmibeş, Salim Doğan Zengin, Sami Uslu, Selçuk Küçükaslan, Selim Yasdıbaş, Serkan Yurtçu, Sinan Altıparmak, Sinan Akkaya, Sinan Özdemir, Süleyman Bağlan, Şaban Albayrak, Şahin Çelik, Şerif Yiğit, Taner Aydın, Tolga Güzeltaş, Tolgahan Baydar, Türkay Aydın, Ufuk Kaba, Kenan Peksoy, Yılmaz Şimşek, Yiğit Uyar, Yücel Bilgiç, Ahmet (Murat) Şentürk, Sadedtin Akgüç, Taner Bülent Demirel."

Görüşte, atılı suçları işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle 28 sanığın beraatı, haklarında yakalama emirleri bulunan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, gazeteci Cevheri Güven ve eski polis Enes Çığci'nin de arasında bulunduğu firari 42 sanığın dosyasının ise ayrılması istendi.
OGÜNhaber