Fetö yöneticisi olmak suçundan tutuksuz yargılanan eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in yargılanmasına başlandı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Erdem ve avukatları katıldı.
Kısa öz geçmişini anlattıktan sonra savunmasına başlayan Erdem, halen Başbakanlık Başmüşaviri olarak çalıştığını söyledi.
Üniversite döneminde Hak-Yol Vakfı evlerinde kaldığını, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile bu dönemde tanıştığını belirten Erdem, "Askere gittiğimde de imam hatip mezunu olmam ve Hak-Yol Vakfı evlerinde kaldığım için sakıncalı personel olarak fişlendim. Askerden sonra da annemin teyzesinin kızı olan eşim Gülümser Erdem ile evlendim. Evlenip Ankara’ya taşındıktan sonra eşim başörtülü olduğu için okul müdürü 'Bu şartlarda çalışamazsın.' dedi. Eşim de o sırada mahallemizde açılan Muradiye özel okulunda işe başladı." dedi.
Hüseyin Yıldırım, Ahmet Hamsici ve İbrahim Okur gibi isimlerle Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünde çalışmaya başladıktan sonra tanıştığını ileri süren Erdem, "Bu kişilerle Bakanlığa geçtikten sonra tanıştım, bazılarıyla çok samimi olduk ve ailece görüşmeye başladık. İmam hatip mezunu olduğum için çok sıkıntı yaşadım. Özellikle 28 Şubat döneminde kara propaganda kurbanı oldum. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, işimizi düzgün yaptığımız için karışmadı." ifadelerini kullandı.
"HTS kayıtları çıkartılsın.."
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Erdem, şunları kaydetti:
"FETÖ ile ilgili olarak henüz devletin hiçbir kurumunda çalışma yokken, Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı dönemimde mücadele ettim. Özellikle 7 Şubat MİT krizi sonrası bu yapıyla mücadele ettim. Tespit ettiğim isimleri Başbakan ve MİT Müsteşarı dahil olmak üzere yaklaşık 20 kişiye sundum. Bakanlıkta FETÖ mensubu olduğunu belirlediğimiz kişileri görevden uzaklaştırdım. O dönemde Adli Tıp Kurumu Başkanı bile bu yargıya mensuptu. Örgütün tüm mensuplarını tespit etmiştim ve ihraçların listesini ben hazırlattım. Büyük ölçüde de başarıya ulaştık. 17/25 öncesi devletin hiçbir biriminde devletin hiçbir kurumunda çalışma yokken ben listeler hazırlattım."
Gezi amaçlı yurt dışına çıkmadığını savunan Erdem, "Eşimle Temmuz 2016'da Kıbrıs'ta doktora çalışması yapan kızımın yanına gittik. 15 Temmuz akşamı televizyonlardan köprülerin kapatıldığını gördüm, normalde 21 Temmuz'da dönecektik ama yaşananları görünce bulduğumuz ilk uçakla 19 Temmuz'da ülkeme döndüm. Eğer yapıyla bağlantım olsa neden döneyim?" diye konuştu.
Erdem'in sesini yükseltmesi üzerine Mahkeme Başkanı Fahrettin Yıldız, "Sakin olun ve sesinizi yükseltmeyin." şeklinde uyarıda bulundu.
Kendisinden kişisel intikam alındığını iddia eden Erdem, iddianamede yer alan HTS ve havale kayıtlarına ilişkin para trafiğinin, üyesi olduğu kooperatif harcamalarından kaynaklandığını, HTS trafiğinde yer alan kişilerle de görevi sebebiyle görüştüğünü öne sürdü.
Erdem, iddianamede yer alan, FETÖ toplantılarına yer temin ettiği iddiasına ilişkin "Perşembe günleri kimlerle nerede toplanmışsam, HTS kayıtları çıkartılsın. Delil varsa getirilsin. Bu da iftiradır. HTS kayıtları getirilirse bu kumpas çökecek." dedi.
Duruşmaya ara verildi.
İddianame
Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Erdem hakkında "FETÖ yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ'ye yönelik soruşturması kapsamında 3 Haziran'da gözaltına alınan, tutuklama talebiyle sevk edildiği nöbetçi hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakılan eski müsteşar Erdem'in, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü yaptığı, 2010'daki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye seçimlerinde idari yargı adayları arasından kurul üyeliğine seçildiği ve İkinci Daire Üyesi olarak çalıştığı, Ekim 2011'de Adalet Bakanlığı Müsteşarı olarak atandığı ve 31 Aralık 2013'e kadar bu görevi yürüttüğü, bu tarihten sonra Başbakanlık Müşaviri olduğu hatırlatıldı.