Ayhan Bora Kaplan suç örgütüyle bağlantılı olduğu iddia edilen "gizli tanık" soruşturması çerçevesinde açılan davada, 6’sı emniyet mensubu 11 sanığın yargılanmasına başlandı.

Bora Kaplan suç örgütüyle bağlantılı "gizli tanık" soruşturmasında 11 sanık hakim karşısında

Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada, eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Gökhan Karaca ve Metehan İlkyaz ile Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik sanık olarak yer aldı. Duruşmanın başında Bora Kaplan, avukatı aracılığıyla davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar bu talebin reddini talep ederken, savcı Kaplan’ın suçtan zarar gören taraf olmaması nedeniyle talebin reddini istedi. Mahkeme hakimi, Kaplan’ın suçtan zarar görmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verdi.

“Emniyetten bilgi alıyordu”
Duruşmada savunma yapan eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, FETÖ’nün en büyük yapılanmasının Ankara olduğunu söyleyerek, “Darbe sonuna kadar çok etkili operasyonlarda görev yaptım. Meslek hayatımda iki kez yaralandım, üç kez ölümden döndüm. Ben söz konusu suçlamaya ilişkin soruşturmada görev aldım. Tutuklanınca mutlaka bir iftira olduğunu düşündüm. İddianamenin 2 sayfası bizimle ilgili hukuki değerlendirme. Suçlamaların tamamını işlemediğim ve işletmediğim için reddediyorum. Savcı varsayımlarda bulunmuş. Bana bağlı 50 büro var. Her böyle olayda sıralı amir tutuklanırsa suçla mücadelede devlette zaafa uğrar. Ben Ayhan Bora Kaplan’a operasyon yaptım. Suçluyu kayırma diyorlar. Bora Kaplan’ı mı kayırdım? Serdar Sertçelik dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgi alıyordu, emniyetten de bilgi alıyordu. Böyle bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz” diye konuştu.
Çelik, duruşma savcısının "3 telefon sıfırladığın yönünde iddia var" sözleri üzerine, "Ben 3 tane telefon sıfırlamadım. Ben bir telefonu kapatma kararı aldım. İfademden 5 gün önce yeni telefon aldım. Bu telefon 2. el. Adam telefonu sıfırlamış. Birinci telefonu kendim sıfırladım, aileme verecektim. Bunda art niyet söz konusu olamaz. Ben iki telefonumu açık şekilde verdim. Ben devletten ne gizleyeyim?" dedi.

“Sertçelik’in yurt dışına çıkmaması için hudut kapılarına yazı yazdım”
Eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ise, göreve başlamasının ardından kısa bir süre sonra Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin ilk operasyonun yapıldığını söyleyerek, “İkinci dalga operasyon eylemlerine, üçüncü operasyon mali yapısına ve kara para yapısına yönelik bir soruşturmaydı. İçsel olarak bu operasyon sırasında bazı sorun ve sıkıntılar yaşadık. Serdar Sertçelik ilk dalga operasyonu kapsamında Kıbrıs’tan getirilerek ifadesi alınmış ve adli kontrol tedbiri uygulanmıştır. Ben savcılık makamınca 5 ya da 7 gün sonra yazı gönderilene kadar tanık olduğunu bilmiyordum. Bizim ekiplerimiz evine gidip
Sertçelik’in ifadesini alıyor. Gözaltı kararı olmadığı için orada personel bırakmadık. 1 gün sonra savcı, Sertçelik’i adli makamlarda hazır edin diye talimat yazıyor. Ancak ekipler eve gittiğinde Sertçelik’in evde olmadığını görüyor. Ardından Şube Müdür Yardımcım Şevket Demircan bana mesaj atıyor, Sertçelik’in İstanbul yolunda olduğuna dair. Ben de Sertçelik’in yurt dışına çıkmaması için hudut kapılarına yazı yazdım. Sertçelik isimli şüpheliyi kayırma durumum söz konusu olamaz. Çünkü aynı dosyada 97 kişiyi yakaladım. Ben görevimi kötüye kullanmadım. Sertçelik ile ilgili yapılan tüm işlemler savcılık talimatıyla yapılmıştır” iddialarında bulundu.

“Kaplan ve uzantıları tarafından şu anda bize operasyon yapılmaktadır”
Eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan da, "Atılı suçları kabul etmiyorum. Bütün yaptığım işleri sıralı amirlerim bilgisi dahilinde yaptım. Dosya kapsamı dışında farklı bir amacım yoktur. Amacımız, bütün uğraşımız gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Ayhan Bora Kaplan suç örgütü önemli bir örgüttür. Bu örgüt ve uzantıları tarafından şu anda bize operasyon yapılmaktadır" şeklinde konuştu.
Demircan, Öner’in kendisiyle ilgili, "Görüşmelerini özel bir odada yapardı" iddiasının kesinlikle yanlış olduğunu, ayrıca Öner’in Serdar Sertçelik’in Kıbrıs’tan geleceğini ve gizli tanık olduğunu bildiğini söyledi.
Duruşmaya yarım saat ara verildi.

İddianameden
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan Öner "görevi kötüye kullanma", "göreve ilişkin sırrın açıklanması" ve "suçluyu kayırma" suçlarından 2 yıldan 11 yıla, emniyet mensubu diğer sanıklar Çelik, Demircan, Gültekin, İlkyaz ve Karaca aynı suçların yanı sıra "tanığı etkilemeye teşebbüs" suçundan 4’er yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanıyor. Sivil sanıklardan Kopuk hakkında "tanığı etkilemeye teşebbüs" suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar; Kaçan, Çotuk, Kubat ve Sertçelik hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6’şar aydan 5’er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
OGÜNhaber